Köyden kente göç, 1950’lerden günümüze Türkiye toplumunun gündemindeki en önemli olgulardan ve sorunlardan biridir. Kent kültürüne ve yaşamına entegre olamama, asimilasyon, geleneksel değerlerin çözülmesi, ekonomik problemler ve ötekileştirme gibi birtakım sorunları beraberinde getiren köyden kente göç olgusu, 1960’lı yıllardan beri Türk sinemasının da en önemli temalarından biridir. Bu çalışmada, çözümlemesi yapılan Ahu Öztürk’ün 2015 yılı yapımı Toz Bezi filmi de iç göç olgusunu ve beraberinde getirdiği toplumsal sorunları konu almaktadır. Bu çalışmanın amacı, hayatta kalabilmek adına orta-üst sınıfın evine temizliğe giden Kürt kökenli iki kadının yaşamını beyazperdeye taşıyan Toz Bezi filmini çözümlemek ve bu realitenin toplumsal zihniyet üzerindeki yerini saptamaktır.
Migration from the countryside to the city, from the 1950s to the present day, is one of the important facts and issues on the agenda of Turkey's society. Rural-to-urban migration, which brings with it some problems such as not being able to integrate into urban culture and life, assimilation, dissolution of traditional values, economic problems and marginalization, is one of the most important themes of Turkish cinema since the 1960s. Dust Cloth (2015) by Ahu Öztürk which analyzed in this study is also about the phenomenon of internal migration and the problems it brings. The aim of this study is to analyze the film Dust Cloth, which reflects the lives of two women with Kurdish origin, who clean the homes that belongs to the middle-upper class in order to survive, and to determine the place of this reality on the social mentality.