Hristiyanlığın kabulü ile birlikte, yeni dinin ayin düzenine cevap verebilecek en uygun yapının Antik Dönem Roma bazilikası olduğuna karar verilmiş ve Roma döneminde kamusal toplanma yapıları olan bazilikalar kiliselere dönüştürülmüştür. Sıkça rastlanan dikdörtgen planlı, ahşap kırma beşik çatılı klasik Avrupa bazilikalarından farklı bir anlayışla düzenlenen III. Ayasofya’nın, kareye yakın bazilikası devasa bir merkezi kubbeyle örtülmüştür. Bu çalışmada dikdörtgen planlı Avrupa bazilikalarından farklı bir anlayışla düzenlenen III. Ayasofya’nın merkezi mekanlı, merkezi kubbeli bir yapı olmasına yol açan inanç sistemi, kültürel-etnik faktörler incelenmiş ve III. Ayasofya’nın ağır basan Doğulu karakterinin altında yatan nedenler ortaya konmaya çalışılmıştır.
With the acceptance of Christianity, the Roman basilica was accepted as the most convenient structure for Christian ceremony and rituals. And became the most preferred plan type for Christianitiy and the Christian world for hundreds of years. The first two Basilicas of Hagia Sophia had a rectangular basilical plan with a wooden gable roof, which was the ordinary European style. In return the III. Hagia Sophia shows radical changes in its architectural features in respect to its former rectangular basilical form and gable roof. In this study, different cultural effects seen in the architectural design of III. Hagia Sophia will be searched and their consequences argued.