Dinleme, sözlü iletişim becerilerinin ilk basamağını oluşturur. Anadilini öğrenen çocuk, kendini ifade etmeye başlamadan önce öğrendiği dilin seslerini uzun süre işiterek onları içselleştirir. Doğal olmayan ortamlarda yapılan yabancı dil öğretiminde ise dinleme etkinlikleri çoğunlukla ikinci planda kalır, dilbilgisi temelli bir öğretim öncellenir. Bu tür bir öğretim yöntemi karşısında öğrenenler, yabancı dilde söylenilenleri anlamlandırmada zorlanır, basit sözceleri oluşturmakta dahi yetersiz kalırlar. Araştırma, üniversitelerin dil bölümlerinde yabancı dil öğrenen Türk öğrencilerin yabancı dilde dinleme becerilerine yönelik algılarını saptamayı amaçlamaktadır. Araştırmanın örneklemini Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Bölümünde öğrenim gören yükseköğretim öğrencileri oluşturmaktadır. İngiliz, Alman ve Fransız Dili Eğitimi Anabilim dallarından toplam 135 öğrenci gönüllülük esasıyla araştırmaya dâhil olmuştur. Katılımcıların %83,7’si kadın % 16,3’ü erkeklerden oluşmaktadır. Katılımcılara 15 maddelik 5’li Likert tipi “öğrencilerin yabancı dilde dinleme becerilerine yönelik algıları” anketi uygulanmıştır. Ölçeğin güvenilirlik sonuçları Cronbach Alpha= 0.81 olarak saptanmıştır. Veriler SPSS programıyla çözümlenmiş, betimsel analizle yorumlanmıştır. Araştırma sonuçları yabancı dil öğrencilerinin, dinleme etkinliklerini sınırlı sürelerle gerçekleştirdiklerini ortaya koymaktadır. Dinleme sürelerinin haftalık ortalama bir iki saatle sınırlı olduğu tespit edilmiştir. Öğrencilerin, ortaöğretimde de dinleme etkinliklerini sistemli bir şekilde gerçekleştirmedikleri sonucuna ulaşılmıştır. Ortaöğretim ve Yükseköğretimde dinleme sürelerinin sınırlı olmasına akademik öğretim alışkanlıkların neden olduğu saptanmıştır. Mevcut araştırmanın ve bu alanda farklı bölgelerdeki ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilecek diğer bilimsel çalışmaların, Milli Eğitim Bakanlığının sözel iletişim becerileri düzeyinde müfredat çalışmalarına önemli perspektifler sunacağı düşünülmektedir.
Listening is the first step of verbal communication skills. The child who learns the mother tongue hears the voices of the language he has learned before beginning to express himself for a long time and internalizes them. In foreign language teaching in non-natural settings, listening activities are mostly on the second line, and a grammar-based teaching is pre-set. In the face of such a method of teaching, learners have difficulty in making sense of what is said on the foreign language, and even insufficient to form simple words. The aim of the research is to determine the perceptions of Turkish students learning foreign language skills in foreign languages. The sample of the research is the students who are studying in the Foreign Language Department of Kazim Karabekir Education Faculty. A total of 135 students from the British, German and French Language Teaching Departments were involved in volunteer research. 83,7% of participants consist of women and 16,3% of men. A 15-item Likert-type "perceptions of listening abilities on foreign language" questionnaire was applied to participants. The reliability results of the scale were Cronbach Alpha = 0.81. The data were analyzed with SPSS program and analyzed with descriptive analysis. The results of the research reveal that foreign language students perform listening activities for a limited period of time. It has been determined that listening times are limited to one hour or two on average per week. The result is that students do not systematically perform listening activities in secondary education. It has been determined that the reasons for academic teaching habits are that the listening periods in secondary and higher education are limited. It is thought that the current research and other scientific studies in this area on secondary and higher education institutions in different regions will provide important perspectives for curriculum studies at the level of verbal communication skills of the Ministry of National Education.