MEDİKAL ETİK VE TÜRK CEZA KANUNU

Author:

Year-Number: 2017-58
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : Hukuk ve Kamu Yönetimi
Number of pages: 201-229
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Medikal uygulama, sağlığı korumak ve sağlığı geri getirmek için yapılan faaliyetlerin tümüdür. Daha kısa bir ifadeyle “şifa sanatı ya da tıp sanatı” da denilebilir. Bu bağlamda medikal ve tıp ifadeleri birbirleriyle iç içe veya bağlantılı olması nedeniyle konuyu tıbbî açıdan ele almak daha doğrudur. Günlük yaşamda meslek ahlakı olarak bilinen etik, ahlakın felsefî boyutu olup, pek çok meslekle yakından ilgilidir. İnsanlık için önemli mesleklerden olan tıp bilimi için de etik oldukça önemli bir konudur. Zîra, bu husus evrensel olup, insan haklarıyla ilgilidir. İnsanların en önemli ihtiyacı sağlıktır; doktora ve onun yardımcıları olan diğer sağlık çalışanlarına ihtiyaç duymayan kimse yoktur. Sağlık alanında çalışanlar, tedavi sürecinde, insanların en mahrem bilgilerine vakıf olurlar; ancak, kişisel bilgilere sahip olanlar, bu bilgileri hukukun zorunlu kıldığı haller dışında ve yasal yükümlülük gereği, kimseyle paylaşamaz ya da veremezler. Örneğin; Türk Ceza Kanunu’nda (m.134; 136) tabiplerin hastaları ile ilgili mahrem bilgileri paylaşmaları yasaklanmıştır; yasada, bu davranışı gösterenlerin cezalandırılacağı öngörülmüştür. Ancak, mahkemede görülen bir davanın çözülmesine yardımcı olmasında zorunluluk bulunması ve mahkemece istenmesi kaydıyla, hekim, mahrem bilgileri verebilir. Diğer yandan yasalar aykırı bir biçimde bireyler üzerinde deney yapmak (m.90), organ ve doku ticareti (m.91), çocuk düşürtme (m.99), kısırlaştırma (m.101), cinsel saldırı (m.102), cinsel taciz (m.105) gibi konularda tıbbî etik bağlamında ele alınabilir. Her ne kadar Türk Ceza Kanunu’nda konuyla ilgili gerekli yaptırımlar öngörülmüşse de, uygulamada çok önemli sıkıntılar yaşanmaktadır. Zîra, hukuk devleti olmanın en önemli göstergesi; mevcut kanunların, bireylere, her hangi bir şekilde ayrım yapılmadan, etkili bir biçimde uygulanmasıdır. Diğer yandan tıbbî etik konusunu oluşturan davalar, ülkemizde çok uzun sürmekte ve hakları ihlal edilen bireyler bu süreçte çok fazla yıpranmaktadır. Sonuç olarak, medikal etik konusu evrensel bir sorun olup, özellikle ülkemizde de bu sorun yoğun biçimde yaşanmaktadır; ancak yaşanan olayların ne yazık ki büyük çoğunluğu kayıtlara geçmemektedir. Bunun da toplumsal, kültürel, psikolojik ve yönetsel sebepleri vardır. Tıbbî etik sorununun çözülebilmesi için, yasal düzenlemelerin yanı sıra, bu yasaların etkili bir biçimde uygulanması; ayrıca, bu alanda eğitimle ilgili ciddî çabaların sergilenmesi gerekir.

Keywords

Abstract

Medical practice is all of the activities that are done to protect and restore health. In a shorter way, it may be called "healing art or medical art". In this context, since medical and medicine expressions are intertwined or interconnected, it is better to handle the subject from a medical point of view. Ethics, which is known as professional ethics in daily life, is a philosophical dimension of morality and is closely related to many professions. Ethics is also a very important issue for medical science, which is one of the important professions for humanity. Thus, this issue is universal and related to human rights. The most important need of people is health. There is no one who does not need the doctor and other health professionals. Health care workers become familiar with the most intimate information of people during the treatment process. However, those who have personal information cannot share or give it to any person except in cases where the law requires them and in accordance with the legal obligation. For example, according to the Turkish Criminal Law (Articles 134, 136), it is forbidden that physicians share intimate information about their patients. However, the physician may give intimate information, provided that there is an obligation to help solve a case handled in the court and the court demands it. On the other hand, issues such as conducting experiments on the i

Keywords