Author :
Abstract
Bu çalışma, küresel markaların sosyal sorumluluk projeleri adı altında yürüttükleri kampanyaların, aslında hedef kitleleri ideolojik ve ekonomik çıkarlar doğrultusunda manipüle etmeyi amaçlayan birer görsel iletişim stratejisi olduğunu savunmaktadır. Özellikle neoliberal dönüşümle birlikte kurumsal kimliğin bir parçası haline gelen bu projeler, görsel tasarım ürünleri aracılığıyla tüketicilere etik ve sorumlu bir marka imajı sunarken, asıl amaçlarını emek, tüketim ve çevresel konuları meşrulaştırmaktır. Bu bağlamda, farklı üretim alanlarındaki dünya markaların sosyal sorumluluk kampanyalarından seçilen görsel tasarım ürünleri (afişler, reklamlar, dijital içerikler vb.) eleştirel söylem analizi ve göstergebilimsel yaklaşımlarla incelenmiştir. Bulgular, markaların görsel dilini kullanarak (semboller, renkler, tipografi ve kompozisyon) toplumsal sorunlara duyarlı bir duruş sergilediği izlenimi yarattığını; ancak bu söylemin altında yatan asıl amacın, emek ve üretim ilişkilerinin göz ardı edilerek marka sadakatini artırmak, tüketimi teşvik etmek ve kurumsal imajı güçlendirmek olduğunu göstermektedir. Çalışma, görsel tasarımın kapitalist sistem içinde nasıl bir ideolojik araç olarak kullanıldığını, markaların "iyilik yapıyormuş gibi" yaparak tüketicilerin vicdanına ve duygularına hitap ettiğini ve bu yolla satın alma davranışlarını dolaylı yoldan yönlendirdiğini ortaya koymaktadır. Sonuç olarak, sosyal sorumluluk projelerinin ardındaki görsel iletişim stratejileri, etik bir motivasyonun ötesinde, sistematik bir manipülasyon mekanizması olarak işlev görmektedir.
Keywords
Abstract
This study argues that the campaigns global brands conduct under the guise of social responsibility projects are, in fact, visual communication strategies designed to manipulate their target audiences for ideological and economic gain. These projects, which have become an integral part of corporate identity following the neoliberal turn, use visual design products to present an ethical and responsible brand image to consumers. However, their actual purpose is to legitimize their own interests concerning labor, consumption, and environmental issues. In this context, visual design products (posters, advertisements, digital content, etc.) selected from the social responsibility campaigns of global brands in various production sectors were analyzed using critical discourse analysis and semiotic approaches. The findings indicate that brands use their visual language—symbols, colors, typography, and composition—to create the impression of taking a stance on social issues. However, the underlying purpose of this discourse is to increase brand loyalty, encourage consumption, and strengthen corporate image by disregarding labor and production relations. This study reveals how visual design is used as an ideological tool within the capitalist system, how brands appeal to consumers' conscience and emotions by "pretending to do good," and how this indirectly directs purchasing behavior. In conclusion, the visual communication strategies behind social responsibility projects function as a systematic mechanism of manipulation rather than being driven by ethical motivation.
