Bu araştırmanın amacı, sınırda kişilik örgütlenmesi, sosyal medya bağımlılığı ve duygu düzenleme güçlüğü arasındaki ilişkileri incelemektir. Araştırma, 18-60+ yaş aralığında, 69’u kadın ve 57’si erkek olmak üzere toplam 126 katılımcıyla yürütülmüştür. Veriler çevrimiçi olarak toplanmış; Borderline Kişilik Envanteri, Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği ve Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde korelasyon, basit doğrusal regresyon, Mann-Whitney U ve Kruskal-Wallis H testleri uygulanmıştır. Bulgular, sınırda kişilik örgütlenmesinin hem sosyal medya bağımlılığı hem de duygu düzenleme güçlüğü ile pozitif ve anlamlı ilişkiler içinde olduğunu göstermiştir. Ayrıca duygu düzenleme güçlüğünün bu ilişkide anlamlı bir aracı rol üstlendiği saptanmıştır. Sosyal medya bağımlılığı, özellikle yineleme ve çatışma alt boyutlarında duygu düzenleme güçlüğünü pozitif yönde yordayan bir değişken olarak öne çıkmıştır. Üç değişkeni bütüncül biçimde ele alan az sayıdaki çalışmalardan biri olan bu araştırma, literatürdeki boşluğu doldurmayı hedeflemekte ve gelecekteki araştırmalara referans olma potansiyeli taşımaktadır.
The aim of this study is to examine the relationships between borderline personality organization, social media addiction, and difficulties in emotion regulation. The study was conducted with 126 participants (69 female, 57 male) aged between 18 and 60+. Data were collected online using the Borderline Personality Inventory, Social Media Addiction Scale, and Difficulties in Emotion Regulation Scale. Correlation analysis, simple linear regression, Mann-Whitney U, and Kruskal-Wallis H tests were employed for data analysis. The findings revealed that borderline personality organization was positively and significantly associated with both social media addiction and difficulties in emotion regulation. Furthermore, difficulties in emotion regulation were found to play a significant mediating role in this relationship. Social media addiction was also found to positively predict difficulties in emotion regulation, particularly in the sub-dimensions of rumination and conflict. As one of the few studies to address these three variables in an integrated manner, this research aims to fill a gap in the literature and holds potential as a reference for future studies.