Bu çalışma, infertilite tedavisi gören ve tedavi sonrasında gebe kalan Türk kadınları arasında sosyal kaygı, yaşam kalitesi ve sağlıklı yaşam tarzı davranışları arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. İnfertilitenin derin psikolojik ve sosyal sonuçları olabilmekte, sıklıkla artan anksiyete, sıkıntı ve yaşam tarzı alışkanlıklarında değişikliklere yol açmaktadır. İstanbul'daki bir fertilite kliniğinden toplam 200 kadın (100'ü tedavi gören, 100'ü gebe kalan) çalışmaya dahil edilmiştir. Katılımcılar Liebowitz Sosyal Anksiyete Ölçeği, Doğurganlık Yaşam Kalitesi Anketi ve Sağlıklı Yaşam Tarzı Davranışları Ölçeği II'yi doldurmuştur. Temel değişkenler arasındaki farklılıkları ve yordayıcı ilişkileri değerlendirmek için bağımsız t-testleri ve çoklu regresyon analizleri yapılmıştır. İnfertilite tedavisi gören kadınlar, gebe kalanlara kıyasla anlamlı düzeyde daha yüksek sosyal kaygı ve kaçınma davranışları sergilemiştir. Buna rağmen, doğurganlıkla ilgili genel yaşam kalitesinde anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. İlginç bir şekilde, tedavi gören kadınlar, muhtemelen diyetin doğurganlık üzerindeki etkisi konusunda artan farkındalık nedeniyle daha sağlıklı beslenme davranışları sergilemiştir. Fiziksel aktivite ve stres yönetimi gibi diğer yaşam tarzı davranışları gruplar arasında anlamlı farklılıklar göstermemiştir. Bu bulgular, gebe kaldıktan sonra bile infertilitenin devam eden psikolojik yükünü vurgulayarak uzun vadeli duygusal desteğe duyulan ihtiyacı ortaya koymaktadır. Ayrıca, hem psikolojik hem de yaşam tarzı faktörlerini ele alan hedefe yönelik müdahaleler, infertilite yaşayan kadınların refahını artırmak için gereklidir.
This study examined the relationship between social anxiety, quality of life, and healthy lifestyle behaviors among Turkish women undergoing infertility treatment and those who conceived following treatment. Infertility often leads to heightened anxiety, distress, and changes in lifestyle habits. A total of 200 women (100 undergoing treatment, 100 post-conception) were recruited from a fertility clinic in Istanbul, Turkey. Participants completed the Liebowitz Social Anxiety Scale, Fertility Quality of Life Questionnaire, and Healthy Lifestyle Behavior Scale II. Group comparisons were conducted using Mann-Whitney U tests, and multiple regression analyses assessed predictive relationships. Women undergoing treatment reported significantly higher social anxiety and avoidance levels compared to those who conceived. No significant group differences were observed in fertility-related quality of life. However, women receiving treatment demonstrated healthier nutritional behaviors, likely reflecting increased dietary awareness during treatment. Other lifestyle factors, including physical activity and stress management, did not differ between groups. Regression analyses indicated that higher social anxiety and lower engagement in healthy lifestyle behaviors predicted lower fertility-related quality of life. These findings underscore the persistent psychological burden of infertility, even after conception, and highlight the need for integrated interventions addressing both emotional and lifestyle factors to improve the well-being of women facing infertility.