URARTU TASVİRLİ SANAT ESERLERİ IŞIĞINDA BOĞA SEMBOLİZMİ İLE TARIMIN İLİŞKİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Author :  

Year-Number: 2025-163
Yayımlanma Tarihi: 2025-04-22 12:32:25.0
Language : Türkçe
Konu : Arkeoloji
Number of pages: 345-369
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Boğa, Paleolitik Dönem’den itibaren insanoğlu için hem somut hem de soyut açıdan oldukça önemli bir canlı olarak karşımıza çıkmaktadır. Paleolitik Dönem’de derisinden, etinden ve iliğinden yararlanılması, besleyiciliği nedeni ile boğayı önemli bir konuma getirmiştir. Mağara duvarlarında yer alan boğa resimleri bu dönemin simgeleştirilmiş hali olarak görülebilir. Neolitik Dönem’e gelindiğinde değişen yaşam koşulları ile birlikte boğa, tarımsal üretimin vazgeçilmez bir parçası halini almıştır. Tarlaların sürülmesi için gücünden istifade edilmiştir. Bununla birlikte boğa simgesi, eril bir kimlikle toprağı dölleyen bir karaktere dönüştürülmüştür. Kalkolitik Dönem’de de benzer şekilde boğalar güçleri ve besin kaynağı olmaları nedeni ile kutsanmaya devam etmiştir. Tunç Çağları’nda bu kutsanma beraberinde tanrısal öğeler ile özdeşleşmiş bir kimliğe dönüşmüştür. Öyle ki Mezopotamya’nın güçlü uygarlıklarından olan Sümerlerden Akadlara kadar pek çok toplumda boğa tanrıların kutsal hayvanı veya simgesi olmuştur. Hatta bu çağlarda boğaların Ay ve Fırtına Tanrısı ile doğrudan ilişkili olduğu inancı yaygındır. MÖ I. Bin toplumları da benzeri şekilde boğayı kutsal görmüştür. Genellikle Urartu Krallığı’nda boğa, Tanrı Teişeba ile özdeşleştirilmiştir. Urartu kutsal ritüellerinde boğa, tanrı Haldi başta olmak üzere pek çok tanrıya sunulan kurban listelerinde yer almıştır. Hayvancılık faaliyetlerinin sıklıkla yürütüldüğü Urartu coğrafyasında boğalar, sürüler halinde beslenmekte ve önemli bir besin kaynağı olarak görülmüştür. Aynı zamanda kısıtlı tarım sahalarında toprağın sürülebilmesi için de yine boğalara ihtiyaç duyulmuştur. Tüm bu somut ve soyut özellikleri boğanın kutsallığını artırmış, saygı duyulan bir hayvan konumuna taşımıştır. Çalışma içerisinde Urartu Krallığı’nda boğa sembolizminin tarımla olan ilişkisi irdelenmiştir. Bu sembolizm irdelenirken Mezopotamya’daki Sümer, Akad, Asur, Babil ve Geç Hitit kültürlerinde boğanın yeri incelenmiştir. Bu sayede Urartu Krallığı’nda boğa sembolizmi ile Mezopotamya kültürlerindeki boğa sembolizminin benzerlik ve farklılıklarına da değinilmiştir. Boğa, insanlık tarihindeki tarım, ekonomi ve dini yaşamın vazgeçilmez bir parçası olarak, hem fiziksel hem de sembolik bir figür olmuştur. Bu çalışma Urartu Krallığı ışığında boğa simgesinin tarım ve din ilişkisini arkeolojik veriler ile ortaya koymaya çalışmıştır. 

Keywords

Abstract

The bull has been a very important creature for humankind, both concretely and abstractly, since the Paleolithic Period. In the Paleolithic Period, the use of its skin, meat and marrow gave the bull an important position due to its nutritional value. The bull pictures on the cave walls can be seen as the symbolism of this period. With the changing living conditions in the Neolithic Period, the bull became an indispensable part of agricultural production. Its power was used to plough the fields. However, the bull symbol has been transformed into a character that fertilizes the soil with a masculine identity. Similarly, during the Chalcolithic Period, bulls continued to be revered for their strength and being a source of food. In the Bronze Age, this sanctification transformed into an identity identified with divine elements. So much so that in many societies, from the Sumerians to the Akkadians, who were among the powerful civilizations of Mesopotamia, the bull was the sacred animal or symbol of the gods. In fact, it was widely believed in these times that bulls were directly related to the Moon and Storm God. The societies of the 1st millennium BC similarly regarded the bull as sacred. Generally, in the Urartian Kingdom, the bull was identified with the God Teisheba. In Urartian sacred rituals, the bull was included in the sacrifice lists offered to many gods, especially the god Haldi. In the Urartian geography, where animal husbandry activities were frequently carried out, bulls were fed in herds and were seen as an important food source. At the same time, bulls were needed to plough the land in limited agricultural areas. All these concrete and abstract features increased the sacredness of the bull and made it a respected animal. In this study, the relationship between bull symbolism and agriculture in the Urartian Kingdom was examined. While examining this symbolism, the place of the bull in the Sumerian, Akkadian, Assyrian, Babylonian and Late Hittite cultures in Mesopotamia was examined. In this way, the similarities and differences between the bull symbolism in the Urartian Kingdom and the bull symbolism in Mesopotamian cultures were also mentioned. The bull has been both a physical and symbolic figure, an indispensable part of agricultural, economic and religious life throughout human history. This study tried to reveal the relationship between agriculture and the religion of the bull symbol in the light of the Urartian Kingdom with archaeological data.

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics