Mimari bireylerin yaşadıkları mekanları biçimlendirmenin ötesinde bireylere bu mekanlarla etkileşime girme hakkı da vermektedir. Bu noktada evrensel tasarım kriterleri mekan tasarımlarının tüm bireyleri düşünerek tasarımların kapsayıcı bir biçimde ele alması gerektiğini öne sürmektedir. 1980’lerde ilk defa Mimar Ronald L. Mace tarafından dile getirilen, 7 adet kriterden oluşan evrensel tasarım ilkeleri 21. yüzyılda hala önemli bir tasarım girdisi olarak tasarımcıların karşısına çıkmaktadır. Bu ilkeler: eşitlikçi kullanım, kullanımda esneklik, basit ve sezgisel kullanım, algılanabilir bilgi, hata için tolerans, düşük fiziksel güç gereksinimi ve yaklaşım ve kullanım için uygun boyut ve mekandır. Kısacası bu ilkeler bağlamında bir yapının veya kamusal bir alanın tasarımı, o mekanı kullanacak tüm kullanıcıların mekana rahatlıkla erişebilmesini, mekanı kullanabilmesini, anlayabilmesini ve algılayabilmesini sağlamalıdır. Çalışma kapsamında ilk olarak evrensel tasarım kriterleri ile ilgili bir literatür çalışması yapılmış ve ardından yoğun bir kullanıcı kitlesine sahip olan Kelebekler Vadisi Müzesi örneklem alan olarak seçilmiştir. Evrensel tasarım ilkeleri bağlamında Konya Kelebekler Vadisi Müzesi kullanıcının mekanları kullanma sırasına göre bir izlek oluşturularak incelenmiştir. Sonuç olarak ise yapının özellikle tekerlekli sandalyeli bireyler, görme engelli bireyler, yürüme problemi yaşayan bireyler, çocuklar ve yürüyüş zorluğu çeken bireylerin kullanımlarını göz ardı eden bir tasarım anlayışı ile yapılmış olduğu tespit edilmiştir.
Beyond shaping the spaces where individuals live, architecture also gives individuals the right to interact with these spaces. At this point, universal design principles suggest that space designs should consider all individuals and designs should be handled in an inclusive manner. The universal design principles, which were first expressed by architect Ronald L. Mace in the 1980s, consisting of 7 criteria, are still an important design input for designers in the 21st century. These principles are: Equitable use, flexibility in use, simple and intuitive use, perceptible information, tolerance for error, low physical effort, and size and space for approach and use. Shortly, in the context of these principles, the design of a building or a public space should ensure that all users who will use that space can easily access, use, understand and perceive the space. Within the scope of the study, firstly a literature study on universal design criteria was carried out and then the Butterfly Valley Museum, which has a dense user base, was selected as the sample area. In the context of universal design principles, Konya Butterfly Valley Museum was analysed by creating a path according to the order in which the user uses the spaces. As a result, it was concluded that the building should be used especially by individuals in wheelchairs, visually impaired individuals, individuals with walking problems, children and individuals with walking difficulties.