Göbeklitepe, Şanlıurfa’nın 22 km kuzeydoğusunda yer alan bir yapılar topluluğudur. 1963 yılında Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Araştırma Karma Projesi kapsamında İstanbul ve Chicago Üniversiteleri ortak bir çalışma yapmış ve bölgede yüzey taramalarının akabinde 1994 yılında arkeolojik kazı çalışmalarına başlanmıştır. Bu çalışmalar sonrasında arkeologların değerlendirmesine göre insanlığın en eski yapılarından birisi ortaya çıkmıştır. İçerisinde barındırdığı yoğun sembolik anlatımı ile diğer birçok yapıdan farklı ve ayrıcalıklı bir değere sahiptir. Yazının ve madeni araçların bilinmediği bir dönemde böylesine muhteşem bir yapının inşa edilmiş ve sembollerin bu derece profesyonellikte işlenmiş olması buraya olan ilgiyi her geçen gün arttırmaktadır. Bu çalışmada, nitel araştırma yöntemleri kullanılarak Göbeklitepe’nin tarihsel değerine vurgu yapılmış, Göbeklitepe’de bulunan mahfazaların içerisindeki sütunlara kazınarak resmedilmiş olan çeşitli sembol ve figürlerin sanatsal olarak değerlendirilmesi yapılmıştır. Sanat ve ugarlık tarihi açısından son derece önemli olan Göbeklitepe’de, T şeklindeki sütunların üzerinde bulunan birbirinden farklı hayvan sembollerinin sanatsal izler taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu tarz çalışmaların gelişmiş bir teknik bilgi ile ortaya konabileceği düşünüldüğünde, o dönem insanlarının bulundukları döneme göre oldukça gelişmiş bir teknolojiye sahip oldukları düşünülmekte ve bu farkındalığın literatüre girmesini sağlamak temel amaç olarak edinilmiştir.
Göbeklitepe is a collection of buildings located 22 km northeast of Şanlıurfa. In 1963, within the scope of the Southeastern Anatolia Prehistoric Research Joint Project, Istanbul and Chicago Universities conducted a joint study and archaeological excavations were started in 1994 following the surface surveys in the region. After these studies, according to the evaluation of archaeologists, one of the oldest structures of humanity emerged. With its intense symbolic expression, it has a different and privileged value from many other structures. The fact that such a magnificent structure was built at a time when writing and metal tools were not known and the symbols were processed with such professionalism increases the interest in this place day by day. In this study, qualitative research methods were used to emphasize the historical value of Göbeklitepe, and various symbols and figures depicted by engraving on the columns in the enclosures in Göbeklitepe were artistically evaluated. In Göbeklitepe, which is extremely important in terms of art and culinary history, it has been concluded that different animal symbols on the T-shaped columns carry artistic traces. Considering that such studies can be put forward with an advanced technical knowledge, it is thought that the people of that period had a highly developed technology compared to the period they were in, and the main purpose was to ensure that this awareness entered the literature.