İki savaş arası dönem Polonya şiirinde hissedilen değişim rüzgarları farklı boyutlarda da olsa düzyazıda da kendini göstermiştir. Ne de olsa ülke yüzyılı aşkın bir süredir esaret altındayken, Polonyalılar bu dönemde özgürlüğüne kavuşmuşlardır. Bu coşku ortamı düzyazının da hem gelimişinde hem değişiminde etkili olmuştur. Yirmili yıllarda eski kuşak yazarlar toplumsal sorunların ön planda olduğu romanlarıyla adından söz ettirirken, otuzlu yıllarda grotesk ve psikolojik romanların yaygınlaştığını görüyoruz. Witkacy, Gombrowicz, Schulz gibi önemli yazarlar yenilikçi bir düz yazı anlayışıyla sahneye çıkmıştır. Özellikle psikolojik roman ve öyküler bu dönemde çok sevilmiş ve benimsenmiştir. Iwaszkiewicz’in “Wilkolu Kızlar” adlı öyküsü de psikolojik yaklaşımla sembolik gerçekçiliği harmanladığı için Polonya edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada Jarosław Iwaszkiewicz’in öyküsü incelenirken, Oscar ödüllü yönetmen Andrzej Wajda’nın bu eseri sinemaya nasıl aktardığı tartışılacaktır.
The winds of change felt in the interwar Polish poetry also manifested in prose, albeit in different dimensions. After all, the country was in captivity for over a century and the Poles were liberated in this period. This atmosphere of enthusiasm has been effective in both the development and change of prose. In the twenties, while the old generation writers made a name for themselves with their novels in which social problems were at the forefront, in the thirties we see that grotesque and psychological novels became widespread. Important writers such as Witkacy, Gombrowicz and Schulz began to write their proses in innovative ways. Especially psychologica novels and stories were loved and adopted in this period. Iwaszkiewicz’s story “Young Girls of Wilko” has an important place in Polish literature as it blends psychological approach with symbolic realism. In this study, it will be discussed how Oscar-winning director Andrzej Wajda transferred this work to the cinema.