Michael Powell’ın Peeping Tom’u skopofil seri katil Mark’ı takip etmektedir. Film röntgencilikle ilgili rahatsız edici sahneleriyle korku türünün klasik örneklerinden biri olarak kabul edilebilir. Film Freud’un bilinçaltı ve travmalar, Lacan’ın objet petit a ve Bakış kavramları çerçevesinde yapılacak bir okumaya izin vermektedir. Hitchcock’un ustaca kullandığı ‘’seyircinin varsayılan bakışı’’ üzerinden değerlendirilebilecek izleyici politikası arzunun tatmin edilemezliği ve yineleme zorlantısı arasında gidip gelerek çağdaş kültürün gözetleme ve denetim pratiklerine göndermede bulunmaktadır. Korkunun zevklerinin de bir kaynağı olarak görülebilecek arzuyu hem oluşturup hem de imkansız kılan bu bakış filmde hem ‘’seyircinin varsayılan bakışı’’ anlamında oluşturulur hem de filmin diegetik düzleminde temsil edilir: Mark aynı zamanda bir silah olan kamerasıyla kurbanlarını öldürürken onların ölüm anlarını da kameraya kaydetmeye çalışır. Fakat kurbanlara ve dolayısıyla ölümün korkunç yüzüne yaklaştıkça ışığın kesilmesi sebebiyle eline karanlık bir lekeden başka bir şey geçmez. Bu imkansızlık stratejisi travmatik yineleme zorlantısının ve arzunun yitik nesnesinin sinemasal deneyime bir tercümesi olarak görülebilir. Peeping Tom’daki korkunun bakışında varoluşun trajedisi gizlidir.
Michael Powell's Peeping Tom follows the scopophile serial killer Mark. The film can be regarded as one of the classic examples of horror genre with its disturbing scenes about voyeurism. The films allows to read Freud’s subconscious and traumas, Lacan’s objet petit a and Gaze perspective. The audience's policy which is used by ingenious, Hitchcock namely ‘’assumed spectator’s gaze’’, which can be refered to contemporary surveillance and control practics go-between dissatisfaction of the desire and repetition compulsion. This gaze, which creates the desire both real and impossible can be seen as a source of the pleasures of fear, is composed in the sense of ‘’assumed spectator’s gaze’’ and represented in the diegetic space of the film. Mark kills his victims with his weaponized camera and tries to record their moments of death on camera. However, as you get closer to the victims, and therefore to the horrific face of death, nothing but a dark spot is caught by the interruption of the light. This strategy of impossibility can be seen as a translation of the traumatic repeptition compulsion and the lost object of desire into cinematic experience. The tragedy of existence is hidden in the gaze of fear in Peeping Tom.