Antik dönem insanı mitleri hayat gibi yaşarken, mitler günümüz insanı için doğanın ve doğa üstünün ( gerçek dışının ) bir ifadesidir. Mitler adeta gerçeğin içinde yaşanan bir rüya gibidir. Rüya insanın en önemli imgelemi ise imgeler ve mitlerin buluştuğu verimli vahanın adı da sanattır. Batılı (modern) sanatta ilham kaynağını oluşturan Grek kültürü ve bu kültürün köklerindeki sanat; Homeros’un İlyada ve Hesiodos’un Thegonia’sı ile mitlere ait en eski sanat yapıtları olarak karşımıza çıkarlar. Bu mitler tanrılar, tanrı-krallar ve anatanrıça aracılığı ile sadece hiçliğin olduğu bir zamanda var olan kaosun tüm ölümlülerin esenliği için mitlerin içlerinde barındırdıkları felsefe ile kosmosa dönüşüm yolculuğudur. Bu durumda mitler ile birlikte mitolojik ve mistik felsefe de kendini sanat olup anlatmanın yolunu bulmuştur. Mitler gerçeği masal ve rüya yapabilme güçleri ile sadece antik dönem insanının düşüncelerini değil; ideal insan oluşun felsefesini de ozanların şiirsel anlatımı ile bireysel ve toplumsal yaşama yavaş fakat etkili bir şekilde sokmayı başararak gerçek anlamda vücut bulmuşlardır. Toplumun bir bireyi olarak insana ait yaratıcı yeteneğin sahibi olan sanatçı da mitlerin kendisinde yarattığı duygu ve düşünce ile imgelenmeyi kullanabildiği her türlü malzeme ile mitlerin günümüze dek ulaşan binlerce yıllık ölümsüzlüğünü sağlamıştır. Mitoloji tüm antik dönem sanatlarında, rönesans, neo-klasik ve sembolizmde değişmeyen mistik idealizmi ile sanata dönüşmüştür. Hayat aslında mitlerin kendisidir ve hayatın içindeki neşe, üzüntü, acı, keder, yenilgi ve zafer birer öğreti olarak ozanların dilindeki felsefik anlatımla sanatçının ellerine uzanmıştır. Gerçekte hayatın sadece yaşama ait yalın felsefesi de mitlerin tam koynunda yatar. Yalın olduğu kadar zengin ve aynı zamanda coşkulu bu felsefenin iki kaşifi vardır. Antik dönemin ozan filozofları ve sanatçılar. Bu kaşifler dünyanın dört bir yanına sadece şiir, heykel, resimlerini değil, masalla gerçek arasındaki hayatlarını ve hayata dair felsefelerini de sanat yolu ile taşımışlar ve mitlerdeki yerlerini almışlardır. Bu bildirinin ana teması en çarpıcı ve ünlü felsefik mitlere kaynaklar ışığında bakabilmek ,farklı ve yeni yorumlar kazandırıp, katabilmektir. Önce o khaos vardı,sonsuz,ölçüsüz boşluk, Bir deniz kadar vahşi,deniz kadar karanlık… E.Hamilton
Ancient period people were living their lives like myths, but myths are an expression of nature and supernatural ( or phantasmatic) for today’s people. Myths are merely like a dream which have been lived in reality. If dream is the most important imagery of human beings, art is the name of the productive oasis that images and myths have met. The Greek culture that forms the source of inspiration Western (modern) art and the art in the root of this culture is Homer’s Iliad and Hesiod’s Theogony with the earliest art works which are belong to the myths. These myths are journeys of chaos’, which exists in a time of nothing but nothingness, transformation into cosmos with the philosophy within myths themselves for the welfare of all the mortals over gods, god-kings and mother goddess. In this case, mythological and mystic philosophy along with the myths also find to way that represent themselves as art. Myths, with their power of to be able to turn reality into fairytale and dream, were in real terms came into existence with achieving the involvement of the philosophy of ideal human being formation also, slowly but effectively with poetic expression of poets, not just the thoughts of ancient period human beings. Also the artist, who has a creative ability belongs to human beings as an i