Toplumla sanatın diyalektik ilişkisinin temel eksen alındığı toplumcu gerçekçi anlayışın bir aracı olan Türkiye Defteri’nin 12 Mart askeri darbesinden sonra yayın hayatına başlaması, dönemin özgül koşullarıyla birlikte değerlendirildiğinde, dikkate değer bir olaydır. Sol siyasal tartışmaların gölgesindeki edebi eleştirilerde dergi yazarları, Kemal Tahir’in bakış açısından yana tavır alırlar. Onun milli tarihten ilham alan yerli bakış açısı, edebiyat tutumunu belirlemiş, bu sayede Batı’yı örnek alan sanat dünyamızda kendine özgü bir çığır açılmasını sağlamıştır. Batı toplumlarındaki üretim ilişkilerinin bir türevi olan burjuvazinin ortaya çıkardığı roman türünün, Batı sosyopolitik gerçekliğinden ayrı düşünülemeyeceğini iddia eden Kemal Tahir, Doğu toplumları için farklı bir parantezin açılması gerektiğine inanır. Doğu’daki feodalitenin insancıl niteliğine yönelik yaptığı araştırmaların belirlediği sanat anlayışı hem kendi romanlarının çerçevesini çizmiş hem de Türkiye Defteri’nin sanat anlayışının eksenini belirlemiştir. 1970’lerin sarsıntılı sürecinde yayınlanan Türkiye Defteri, dönemin sol dünyasında sıkça tartışılan Doğu-Batı ikileşmesi, Batılılaşma, aydınlanma, yabancılaşma gibi sosyal olguların yanında toplumcu gerçekçi bakış açısıyla yazan romancılara dair eleştirilere yer verir. Temel eksenin Kemal Tahir olarak belirlendiği bu sanatsal bakışa göre Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Nazım Hikmet, Fahri Erdinç başta olmak üzere birçok romancı hakkında değerlendirmeler yapılır. Dergide yer verilen romancıların 12 Mart dönemindeki baskı, tutuklama ve işkence gibi bireysel temalardan ziyade feodalite gibi toplumsal olgulara yer vermesi, Türkiye Defteri’nin sanatsal ve siyasal tutumlarının da bir göstergesidir.
The fact that Türkiye Defteri which is a tool of socialist realism which is based on the dialectical relation between the society and art, started the broadcast life after the 12 March military coup is an important event when valued with the specific conditions of the era. The journal writers in the shade of leftist political discussions, in the literary critics, supports Kemal Tahir’s points of views. His local point of wiew inspired by national history identified his literary attitude, in this wat it helped open a new distinctive age in our world of art taking the West as an example. Kemal Tahir who claims that the Novel genre which is an output of bourgeoisie which is a derivation of production relations in the western societies, can’t be considered different from Western sociopolitical realism, believes that it is necessary to open a different paranthesis. His perception of art which his researches on the humane characteristics of the feudality in the East both framed his own novels and specified the perception of art in the journal of the Türkiye Defteri. Türkiye Defteri published in the shaky period of the 1970s, includes critics related to the novelists writing with the perspective of socialist realism besides social facts such as East –West duplication, Westernization, enlightlenment, alienation often discussed in the leftist world of the period. According to this artistic view based on Kemal Tahir, there were assessments on many novelists principally, Sabahttin Ali, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, nazım Hikmet, Fahri Erdinç. The fact that in the kournal social facts like feudality are expressed rather than i