Arketipler, bilinçaltında bulunan ve birtakım duyguları çağrıştırarak harekete geçiren ilk modellerdir. Bu açıdan bir anlatının söylem düzleminde kullanılan arketipsel sembolizm tekniği, anlatının anlam boyutunun ortaya konulması hususunda önemli bir yere sahiptir. Yine bu yönüyle arketipsel sembolizm tekniği, anlatının içerik ve biçiminin kaynaştırmasını da sağlar. Yapısal ve göstergebilimci bir anlayışla eserde yer alan hikayelerin ortak yönleri üzerinde durulan bu çalışmada, yüzeyde sunulan şahısların geri planında kültürel alana ait alp arketipinin vurgulandığı tespit edilmiştir. Zira, Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun farklı hikâyelerden teşekkül eden “Çağlayanlar” adlı eserinde karakterlerin birer arketipsel sembolizm olduğu ve niyetin sunumu açısından da belli bir işlevinin bulunduğu görülür. Hikâyelere baktığımızda şahısların isimlerinin değişmesine rağmen eylem alanları aynı kalmaktadır. Hikâyelerde karşımıza çıkan bu ortak özellik de anlatının geri plânında değişmeyen dizgeye ulaşmamızı sağlamaktadır.
Archetypes are the first models that are in the subconscious and act by associating some emotions. In this respect, archetypal symbolism technique in a narrative has an important place in presentation the meaning of the narrative. in this way, the archetypal symbolism technique also fuses the content and form of the narrative. In this work, which focuses on the common aspects of the stories contained in the work with a structuralist understanding, it has been found that the archetype of the cultural field is emphasized in the background of the persons presented on the surface. Because, Ahmet Hikmet Müftüoğlu's "Çağlayanlar" work, shows that the characters are archetypal symbolism and have a function. Persons names change in stories, but action areas remain the same. This common feature in the stories allows us to reach an unchanging structure in the back of the narrative.