Bu çalışma da siyasi partilerin aday gösterme süreçlerindeki farklılıkların bir ülkedeki yolsuzluğun yaygınlığı üzerinde bir etkisi olup olmadığını incelmekteyim. Seçmenlere sunulan adayların nasıl belirlendiğini bilmeden secim kuralları ile yolsuzluk arasındaki ilişki hakkındaki bilgimizin yetersiz olacağını ileri sürmekteyim. Dolayısıyla diğer tüm koşullar eşit olmak kaydiye, yolsuzluğun merkezi olmayan aday belirleme süreçlerinde nazaran merkezi aday belirleme süreçleriyle olumlu bir ilişkisi olduğunu iddia etmekteyim. Bu tezin doğruluğunu göstermek için 1995 ve 2005 arasındaki yılları kapsayan 31 ülkeden toplanan iktidardaki 69 siyasal partiden meydana gelen bir veri tabanının kullanmaktayım. Elde ettiğim sonuçlar merkezi adam gösterme süreçleri ile yolsuzluk arasında güçlü bir ilişki olduğu savını desteklemekte.
In this paper, I analyze whether candidate selection by political parties has an effect on pervasiveness of corruption. I argue that without knowing how those candidates introduced to voters are determined, our knowledge on the effects of electoral rules on corruption will remain incomplete. Thus, all other things being equal, I hypothesize that corruption should be positively associated with centralized decision making as opposed to decentralized decision making in candidate selection process. To test the validity of this argument, I use a cross sectional analysis covering 31 countries with 69 political parties in government between 1995 and 2005. The empirical findings strongly support my hypothesis that centralized processes of candidate selection are associated with higher levels of corruption.