Hindistan tarih boyunca farklı ülke ve toplulukların akınlarına uğramıştır; ancak buraya en çok tesir eden topluluk Türklerdir. Hindistan’da Türk gücü; Kuşanlar, Turişkalar, kuzey batı Hindistan’ı ele geçiren Sebük Tigin ve komutası, Gazneli Mahmud’un Hindistan seferleri, Gurlular, Delhi’de kurulan ilk Türk Sultanlığı ve Babür İmparatorluğu ile yaygınlaşmıştır. O coğrafyada Türkler sarayda ve kendi aralarında Türkçe konuşurken devletin resmi dili olarak Farsçayı seçmişlerdir. Gerek Türk yöneticilerin Farsçaya ve sanatın pek çok dalına duydukları kişisel ilgileri gerekse sanatçıların İran’da liderler tarafından yeterli destek ve takdir görmemeleri Hindistan’ı cazibe merkezi haline getirir. Sanatçıların çalışmalarına devam etmek üzere aldıkları davet neticesinde Hindistan’a yapılan göçler Farsça eserlerin orada sayıca artmasına sebep olmuştur. Özellikle destanların mistik içerikli konuları ve İslami düşüncelerin kaleme alınmasının yanı sıra tarih yazıcılığı da Hint alt kıtasında öne çıkmıştır. Hindistan’da tarih yazıcılığı, Türklerin Hindistan’a gelmesinden sonra tarihi olayların daha çok Farsça yazılmasıyla 13. yüzyılda belirmeye başlanmıştır. Tarih yazıcılığı, bu coğrafyada Müslüman kesimin zaman içinde çok sayıda tarihi eseri yazması ile gelişmiştir. Tarih yazıcılığında çalışmalar Farsça ve Arapça olmak üzere iki dilde yapılmıştır. Dolayısıyla Farsça yazılan tarihi kaynaklar, Farsçanın o topraklarda gelişmesine ve yaygınlaşmasına neden olmuştur. Çalışmamızda Hindistan ve Türk tarihi açısından önemli bulunan eserler ve yazarları hakkında bilgilendirmede bulunulmuştur. Bu çalışmada ortaçağ Hindistan tarihi alanında yapılan Farsça çalışmaların bibliyografik çalışmalar hakkında bilgi vermek amaçlanmıştır.
India has been invaded by different countries and communities throughout history; it has been Turks who have had the greatest impact on here. The Turkish power in India became widespread Kuşan, Turişka, Sebük Tigin and his span of command who captured North west India and the Indian excursions of Gazneli Mahmud, Gurlu, the first Sultanate and Babur Empire. The Turks in that region selected Persian as the official language while they were speaking Turkish in the palace and among themeselves. The Turkish rulers had special interest in Persian and many fields of art and the artists in Iran weren’t supported or appreciated much enough so India was became centre of attraction. Immigration of the artists to India as a result of the invitation increased the Persian works. Especially the mystic contented subjects and islamic ideas and historiograpy became prominent in Indian subcontinent. Historiography in India started to appear in 13th century after historical events started to be written in Persian more and the Turks came to India. Historiography developed in time after the Muslims wrote many historical Works. Works in historiography were made in Persian and Arabic. Thus historical resources in Persian improved Persian in those regions and more widespread. We have given information about important works and authors for India and Turkish history in our study. We have aimed to give information about bibiliographical works of Persian works in the field of Medieval Indian history in this study.