Rasim Özdenören, Türk edebiyatında çığır açan önemli isimlerden biridir. Esrelerinde modernleşmenin yol açtığı kültürel çözülmeyi, yabancılaşma ve benlik olgusunu sıklıkla işler. Bu yaklaşımını tek romanı olan Gül Yetiştiren Adam’da da sürdürür. Yabancılaşma, en özgün anlamıyla özellikle kültürel yozlaşma neticesinde bir kişiyi dış dünyadan uzaklaştıran, onu kendine ve dış dünyaya yabancı hale getiren bir psikolojik duygunun adıdır. Bu nedenle yabancılaşmanın toplumsal ve psikolojik boyutlarının olduğu muhakkaktır. Bu çalışmada Özdenören’in Gül Yetiştiren Adam isimli romanı, yabancılaşma ve yabancılaşmanın yol açtığı benlik arayışı ekseninde irdelenecektir. Eser 1970-1978 yılları arasında ideolojik kamplaşmaların yoğun bir şekilde olduğu bir dönemde yazılmıştır. İdeolojik kamplaşmaların temelinde siyasi görüş olduğu kadar toplumun değer yargılarında ciddi tahribata yol açan hızlı değişim ve dönüşümün de etkisi vardır. Özelikle Tanzimat döneminden itibaren hızlı bir ivme gösteren ve günümüze kadar etkisi devam eden Batılılaşma süreci, değerler dünyasında meydana getirdiği tahribat nedeniyle bireyselleşme sürecini ve benlik bilincini olumsuz manada etkilemiştir. Birey ve toplum arasındaki bağın zayıflamasına ve dolayısıyla bireylerin dış dünyaya yabancılaşmasına yol açan bu durum, ontolojik çıkmazlara yol açmıştır. Eserin başkahramanı olan Gül Yetiştiren Adam, Batılılaşma sürecinin toplumda meydana getirdiği değişim şokunu Türkiye ve Amerika ekseninde ele alarak yabancılaşma ve benlik bilincine yol açan nedenleri psiko-sosyal bir temele oturtur. Bu çalışmada söz konusu edilen psiko-sosyal temellerin kurmaca bir dünyaya nasıl aktarıldığı tespit edilmeye çalışılacaktır.
Rasim Özdenören is one of the pioneer and important figures in Turkish literatüre. In his works, he often makes use of cultural disintegration caused by modernization and the phenomenon of self-alienation. This approach is also pursued in his only novel Gül Yetiştiren Adam (Rose Breeding Man). Alienation, with the original meaning as the result of cultural degeneration is the name of the psychological sense which takes away the person to the outside world and makes unfamiliar with himself and the outside world. In this study, Rasim Özdenören’s novel, Gül Yetiştiren Adam (Rose Growing Man), alienation and estrangement caused by self-seeking will be analyzed. The present work was written between 1970 and 1978 with ideological polarizations that is heavily present throughout the period. On the basis of ideological polarization, political views have a lot of effects on society's value judgments causing serious damage and make rapid change and transformation. Especially since the Tanzimat period, showing a rapid acceleration and the ongoing effects of Westernization process until today, have affected the value of the i