Romantizm akımı ile birlikte şiire giren tabiat ve düş imgeleri, Tanzimat’tan sonra şairlerimizi etkilemeye başlar. Tabiatı ve düşü şiirlerinde çok sık bir şekilde kullanan Abdülhak Hamid Tarhan, 1887 yılında yazdığı “Hacle” ile birlikte şiir konusunda yeni bir ufuk açar. Çünkü “Hacle” şiiri “Makber” şiirinin kardeşi gibi görünse de tamamen hayali, şairin tabiriyle efsanevi bir şiirdir. Bu şiirde Hamid, yeni aşkını, evlenme arzusunu, eski aşkının kendisini rahatsız eden hayallerini, tabiatı, ölümü ve düşü bir arada vererek farklı imgeler yaratmayı başarır. Şiirde kullanılan imgelerin çokluğu bir şenlik havası yaratarak imgelerin karnavallaşmasına yol açar.
Imagery of nature and romance that came in poetry in concurrence with the romantic movement began to impress our poets after the Tanzimat Era (the political reforms made in the Ottoman State in 1839). Abdülhak Hamid Tarhan, who frequently use nature and romance in his poems, opened up a new horizon in the field of poetry with the “Hacle” he wrote in 1887. Although the “Hacle” (Nuptial Chamber) appears to be the sibling of the “Makber” (Grave) poem, it is entirely an imaginary, in the poet’s words, a legendary poem. In this poem, Hamid manages to create different imagery by concomitantly presenting his new love, his desire of marriage, haunting phantoms of his former love, nature, death and romance. The plentifulnes of image in poet leads carnivalisation creating cheerful atmosphere.