2009 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Herta Müller, ilk eseri “Niederungen”da, Romanya’nın Banat bölgesinde yaşayan Alman azınlığın vatan algısını ele alır. II. Dünya Savaşı’nın ardından bu bölgede yaşayan Almanların milliyetçilik ve vatanperverlik adına içine düştükleri hataları, yozlaşmış moral değerleri küçük bir çocuğun ağzından çarpıcı bir anlatımla sunar. Vatan-vatandaş ilişkisini, bir çocuğun bakış açısından aktaran yazar, milliyetçi söylemlerin arkasına sığınan Almanların, ikiyüzlü yaşamına, yalanlarına, ahlaksızlıklarına ayna tutar. Mensubu bulunduğu toplumun “öteki”leştirici tutumunu, milliyetçilik maskesi altında yaptığı yanlışları bütün çıplaklığıyla sunarak protesto eden yazar, halkının tepkisini çeker ve Almanya’da sürgünde yaşamak zorunda kalır. Vatanı, omuzlarında taşımak zorunda kaldığı bir yük olarak tanımlayan Müller, bu olguya karşı, alışılmışın dışında bir yaklaşım sergileyerek tabuları yıkar.
In her first book “Niederungen (Lowlands)”, the 2009 Nobel Laureate in Literature, Herta Müller deals with the “homeland” perception of the German minority living in the Banat region of Romania. From the mouth of a little child, she presents the mistakes made by the German people living in this region in favor of nationalism and patriotism and their degenerated moral values after the World War II with an impressive expression. Narrating the relationship between the homeland – the citizen from the view point of a child, the writer mirrors the lies, the amoralities and the double faced lifes of the German people hiding behind the nationalist and patriotic discourse. The writer was obliged to live in the exile after drawing the reaction of the public by clearly presenting the“other”ing attitude of the society that she is a member of and the mistakes made under the mask of nationalism. Müller, who is defining the homeland as a load that she has to carry on her shoulders; breaks the taboo