Türkler’de kuleler, türbeler, dikilitaşlar ve gözetleme kuleleri anıtsal yapılar olarak ortaya çıkmaktadır. Batı anlamında heykel sanatı ise Osmanlı’da Tanzimat Dönemi’nden sonra gelişmiş Lale Devri’nde bezeme motifleri kabartma heykellere dönüşmüştür. Modernleşme ile birlikte Türkiye’de anıt-heykeller ortaya çıkmıştır.19.yüzyıl sonunda anıt mantığının terk edilmesi, modernist heykelin 1950’li yıllarda tükenişi ile heykel hem mekanhem mimariyi kapsayacak biçimde bir dönüşüm süreci yaşamıştır Kübizmle başlayan yüzeyle uğraşma ve yapı bozumu, fütürizmle beraber bir hareket arayışına girmiştir. Toplumsal yaşamın aynası olan tüm sosyal mekanlar da değişim süreçlerinin sonucu olarak değişmekte ve yeniden yapılanmaktadırlar. Ve artık büyük kentlerindeki kamusal alanlar, çağdaş sanatçılar tarafından işlevsel bir sanat platformu olarak kullanılmaktadır.
Towers, tombs, obelisks and watchtowers appear as memorial buildings for Turks. It was only after Tanzimat period that sculpturing in western sense developed in Ottomans and relief motives of Lale Era were converted to sculptures. With modernity movements memorial-sculptures have appeared in Turkey. On leaving the sense of memorial at the end of 19th century and on consuming modernist heykel in 1950’s, sculpturing has experienced a transformation process including site and also architecture. Dealing with the surface and the alteration of structure caused by cubism were in the search of a movement with futurism. As the reflector of social life, all social sites change and get reformed as the result of processes of reforms. Public places in great cities are being used as functional art platforms by modern artists.