Batılı anlamda heykel eğitimi veren ve ülkenin ilk güzel sanatlar okulu, Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane'nin kuruluşu, 1883 yılında, Paris’teki Ecole Nationale des Beaux – Arts model alınarak gerçekleştirilmiş ve neo-klasik bir eğitim anlayışıyla sanat eğitimine başlamıştır. Okul 1923 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilan edilmesiyle, bu dönemde her alanda yapılan yenilikler, modernleşme, çağdaşlaşma, kalkınma ve reform hareketleri sanat alanında da köklü açılımlara yol açmıştır. Yetenekli kişiler devlet tarafından yurtdışına gönderilerek, güzel sanatlar alanlarının gelişimine öncülük etmeleri sağlanmış ve heykel alanındaki eğitim sürecinin güçlenmesi bu dönemlerde başlamıştır. Bu yurt dışına gönderilen sanatçılar, eğitimlerini alarak ülkeye dönmeleriyle, Türk heykel sanatının gelişiminde ve atılım yapmasında önemli yere sahip olmuştur. Dünyaca tanınan heykel sanatçısı Rudolf Belling, bu tarihte Güzel Sanatlar Akademisi’nde, heykel eğitiminin başına geti
Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane (Academy of Fine Arts), which was the first school of fine arts of the country and which delivered sculpture education in a Western sense, was set up in 1883 by taking Ecole Nationale des Beaux – Arts in Paris as a model, and the school started its art education with a neo-classical understanding of education (Germaner,A.T.199:60-65). After the Turkish Republic was founded in 1923, the innovations and the modernization, development and reform movements were launched in every field in this period, and they lead to radical expansions in the field of art as well. The talented students were sent abroad by the state, and this paved the way for those students to become pioneers in improving the fields of fine arts, and the empowerment of education process in the field of sculpture started in this period as well. When the artists that were sent abroad came back to the country after completing their education, they played a significant role in the development