Buharlı makinanın icadı endüstri devrimin hızlı ilerlemesi için büyük bir adım niteliği taşımaktadır. Buharlı makinenin icadı ile makine çağı başlamış ve ilk olarak gemilerde deniz ulaşımında kullanılmıştır.1804 te ilk lokomotifin icadı ile de karada kullanılmaya başlanmıştır. Sağladığı hız, düşük maliyet ve uzak pazarlara ulaşma imkânı demir yollarının inşasını hızlandırmıştır. 1830 yılından itibaren trenler insan ulaşımında da kullanılmış, bununla birlikte demiryolu etrafında bulunan birçok alan iskâna açılmıştır. Buna bağlı olarak ihtiyaca göre demiryolları çevresinde Yolcu Binaları, Lojmanlar, Depolar, İşçi Evleri, restoran ve kafeler inşa edilmiştir. Kent siluetini değişmesini sağlayan ve önemli bir yere sahip olan gar binaları mimari özellikleri ile dikkat çekmektedirler. Ülkemizde inşa edilen gar binalarının pek çoğu yabancı yatırımcılar tarafından tasarlanmıştır. Cumhuriyetin ilanı ile kendi üslubumuz ile tasarlamış olduğumuz gar binalarının varlığı da çeşitliliğe yol açmaktadır. Çalışma dahilinde seçilen 55 adet tarihi gar binası, çözümleci tipoloji yaklaşımı ile var olan sınıflandırma ögelerinin birleştirilip analiz edilmesi sonucunda tablolaştırılıp, sınıflandırılmıştır.
With the invention of the steam engine, the machine age began and was first used in maritime transportation on ships. In 1804, with the invention of the first locomotive, it started to be used on land. The speed, low cost and the opportunity to reach distant markets accelerated the construction of railways. Railways not only provided convenience in terms of transportation, but also increased the business opportunities of investors. From 1830 onwards, trains were also used for human transportation and many areas around the railways were opened for settlement. Accordingly, Passenger Buildings, Lodgings, Warehouses, Workers' Houses, restaurants and cafes were built around the railways according to the need. The station buildings, which have an important place in changing the city silhouette, attract attention with their architectural features. Most of the station buildings built in our country were designed by foreign investors. The existence of station buildings designed in our own style with the proclamation of the Republic also leads to diversity. The 55 historical station buildings selected within the study were tabulated and classified as a result of combining and analyzing the existing classification elements with the analytical typology approach.