El sanatları insanoğlunun yaşayış ve inanç unsurları ile toplumsal yapısını anlayabilmemizi sağlayan, yapıldığı dönemin estetik anlayışı hakkında fikir veren bir sanat dalıdır. Kültürlerin tarihsel ve sanatsal gelişimlerinin takip edilebildiği el sanatı ürünlerinden biri olan işlemecilik, dokuma, kumaş, deri gibi yüzeyler üzerine farklı tekniklerde iğnelerle çok çeşitli iplik ve malzemeler kullanılarak yapılan desenlendirme olarak tanımlanabilir. İlk olarak ne zaman ve nerede ortaya çıktığı kesin olarak tespit edilememiş olan kumaş işleme sanatının Türklerde ve Yunanlarda çok eski tarihlere dayandığı yazılı kaynaklardan bilinmektedir. Türk ve Yunan İşlemelerinin özelliklerine, benzerliklerine ve farklılıklarına ışık tutması amacıyla yapılan bu çalışmada, literatür taraması ile nitel yöntem doğrultusuda, kültürün kumaş işleme sanatı konusundaki etkileşimi ele alınmıştır. İşlemelerin yapıldığı kumaşların ve süslemelerde kullanılan iplik ve diğer malzemelerin hassas yapıları nedeniyle çok eski örnekler günümüze kadar gelememiş ancak Türk işlemelerinde 16. yüzyıl, Yunan işlemelerinde ise 17. yüzyıl ve sonrasına ait çok sayıda ürün dünyanın çeşitli müze ve koleksiyonlarında yer almaktadır. İşlemeli Yunan kumaşlarının en belirgin özelliği, bitkisel motiflerin yanı sıra kullanılan insan ve hayvan gibi figüratif motifler ile işlemelerde yer alan renk çeşitliliğidir. Ev tekstili ve giyim eşyalarının işlendiği Yunanistan’da anakara haricinde çok sayıda ada grubu ve bu ada gruplarında yer alan irili ufaklı adalar bulunmakta ve neredeyse hepsi kendi işleme özelliklerini taşımaktadır. Türk işlemelerinin en belirgin özelliği ise stilize edilmiş olarak başta lale, karanfil ve gül gibi bitkisel motiflerin kullanımı ve kompozisyonlarda baskın şekilde uygulanan sonsuzluk prensibidir. Ev tekstili ve giyim eşyalarının işlendiği bu ürünler saray işlemeleri ve halk işlemeleri olarak iki gruba ayrılmakta olup, ölen sultanların giysilerinin bohçalanarak saklanması geleneği sayesinde 16. yüzyıldan itibaren Türk işlemeleri hakkında detaylı bilgi edinilebilmektedir. Saray dışı işlemelerde böylesi resmi bir gelenek olmadığı için anneden kızına geçen ve yoğun kullanım görmüş işlemeli tekstillerin eski örnekleri günümüze kadar gelememiştir.
Handicrafts are a branch of art that allows us to understand the elements of life and belief, as well as the social and economic structure of human beings. Embroidery, which is one of the handicraft products, can be defined as patterning made on surfaces such as weaving, fabric and leather, using needles in different techniques and a wide variety of threads and materials. It is known from written sources that the art of fabric embroidery, although it has not been determined exactly when and where it first appeared, dates back to ancient times among the Turks and Greeks. Due to the delicate structures of the fabric, thread and other materials used in embroidery, very old examples have not survived to the present day, but many products from the 16th century in Turkish embroidery and the 17th century and later in Greek embroidery are located in various museums and collections around the world. The most distinctive feature of Greek embroidery is the variety of colors used with floral and figurative motifs. There are many islands in the geography of Greece and almost all of them have their own processing characteristics. The most distinctive feature of Turkish embroidery is the use of stylized floral motifs such as tulips, carnations and roses, and the principle of infinity that is dominantly applied in compositions. Turkish embroidery is divided into two groups as palace embroidery and public embroidery, and thanks to the tradition of storing the clothes of deceased sultans in bundles, detailed information can be obtained about Turkish embroidery since the 16th century. Since there is no such official tradition in embroidery outside the palace, old examples of embroidered textiles that were passed from mother to daughter and were used extensively have not survived to the present day.