Orta Çağ’da gerek Hıristiyan dünyasında ve gerekse İslam dünyasında her alanda dini inancın büyük rolü olduğu bilinmektedir. Çünkü Orta Çağ’da insanların kültürleri ile devletlerin dünya algılarının ve anlayışlarının merkezinde din yer almaktadır. Her türlü dünyevi şey devlet, idare, siyaset, ekonomi, aile, servet, evlilik vs. her zaman ve mutlaka dinle irtibatlandırılmakta ve din aracılığıyla meşrutiyet kazanmaktadır. Nitekim Ayasofya’nın ambonunda patrik tarafından Doğu Roma (Bizans) imparatorlarına taç giydirme törenlerinin yapılması, imparator ve yönetiminin dince meşru bulunduğunu göstermektedir. Yine Dandanakan Zaferinden sonra Tuğrul Bey’in elçilerinin hemen Bağdat’a gönderilmesi yeni kurulan Büyük Selçuklu Devleti’nin halife tarafından, daha doğrusu dince meşru kılınmasını onaylatmak içindi. Ardından Fâtımîlerin eline geçen Bağdat’ı geri alan Tuğrul Bey, Abbasi Halifesi el-Kāim Biemrillâh tarafından doğunun ve batının sultanı ilan edildi. Bu durum Büyük Selçukluların, İslam dinine bağlılıklarını ve onun koruyucusu görevini üstlendiklerini ortaya koymaktadır. Şüphesiz bu devletle aynı soydan gelen Türkiye Selçuklularda da bu anlayış devam ettirilmekteydi. Bu yüzden Türkiye Selçuklularda idarede, siyasette, askeri ve diğer faaliyetlerde dini inancın belirleyiciliği söz konusuydu. İşte biz bu makalede bir nevi bu anlayışın sağlamasını yapmaya çalışacağız. Bu kapsamda, Türkiye Selçuklu Devleti’nin, Myriokephalon Savaşı’na kadar olan fetih hareketlerinde ve savunma durumlarında, sultanların ve mevzu bahis devlet veya beylik hükümdarlarının dini inançlarının askeri mücadeleler üzerindeki etkileri hakkında bilgi verilecektir. İlk olarak Bizans’ın, Haçlı Seferlerinin ortaya çıkmasındaki rolünden bahsedilecek ve akabinde bu seferlere katılımın artmasında Hıristiyanlığın ve Haçlı ordularına karşı verilen mücadelelerde İslamiyet’in etkilerine değinilecektir. Ardından Bizans İmparatoru II. Ioannes Komnenos’un yeğeni Ioannes’in İslamiyet’i kabul ederek Türkiye Selçuklu tarafına geçmesi üzerinde durulacaktır. Ayrıca Türkiye Selçuklu Devleti’nin Ermenilere karşı olan fetih hareketlerinde bölgede yaşayanların ve idarecilerin din veya mezhep farklılıklarının bu mücadelelere yansımaları ortaya konacaktır. Araştırma, Sultan II. Kılıç Arslan’ın, Dânişmendli Nizâmeddin Yağıbasan’a karşı askeri mücadelelerinde dinin ve din adamlarının etkileri belirtilerek sona erdirilecektir.
In the Middle Ages, it is known that religious belief played a great role in every field both in the Christian world and in the Islamic world. Because religion was at the center of people's cultures and states' world perceptions and understandings in the Middle Ages. All kinds of worldly things, state, administration, politics, economy, family, wealth, marriage etc. it is always and absolutely connected with religion and gains legitimacy by religion. As a matter of fact, the coronation ceremonies of the Eastern Roman (Byzantium) emperors by the patriarch in the ambon of Hagia Sophia show that the emperor and his administration were found to be legitimate in religion. Again, after the Dandanakan Victory, the envoys of Tughril Beg were immediately sent to Baghdad, in order to have the newly established Great Seljuk State approved by the caliph, or rather religiously. Then Tughril Beg, who took back Baghdad, which was captured by the Fatimids, was declared the sultan of the east and the west by the Caliph al-Qā’im Bi-amri’llāh. This situation reveals that the Great Seljuks were devoted to the religion of Islam and took on the task of protecting it. Undoubtedly, this understanding was continued in Turkey Seljuks, who came from the same lineage as this state. For this reason, religious belief was the determining factor in administration, politics, military and other activities in Turkey Seljuks. Ultimately we in this article, we will try to provide some kind of this understanding. Within this scope, information will be given about the effects of the religious beliefs of the sultans and the rulers of the state or principality in question on the military struggles, at the conquest movements and at the defense situations of the Turkey Seljuk State until the Battle of Myriokephalon. Initially, the role of Byzantium in the emergence of the Crusades will be mentioned, and then the effects of Christianity in the increase of participation in these expeditions and the effects of Islam in the struggles against the Crusaders will be mentioned. Then it will be emphasized that of the Byzantine Emperor II. John Komnenos nephew John’, accepted Islam and passed to the Turkey Seljuk side. In addition, will be revealed to these struggles the reflections of the religious or sectarian differences of the people living and administrators in the region in the conquest movements of the Turkish Seljuk State against the Armenians. Research, will be concluded by specifying the effects of religion and clergy in the military struggle of the Sultan II. Kilij Arslan' against Nizam al-Din Yaghi-Basan from Dânishmends.