Tarih boyunca göç olgusu toplumun sosyal, siyasal ve kültürel her alanında etkili olmuştur. Sanat da doğası gereği toplumsal ve sosyal her türlü değişim ve gelişimden etkilenerek sosyokültürel etkilerin yansımalarıyla konu ve temalar oluşturmuştur. Bu bağlamda sanat üretiminde bulunan sanatçı, göç ve beraberinde görülen her türlü değişim ve gelişimden etkilenmiş ve bu etkileri sanat yapıtlarına yansıtmıştır. Tarihte görülen toplumsal ve kültürel birçok alana önemli katkısı olan göç olgusu ve sonuçları çeşitli tema ve olgularla çağdaş sanatta görünürlük kazanmıştır. Sanatçılar kişisel deneyimlerini farklı bakış açılarıyla sunmuştur. Bu çalışma, Kimsooja’nın yapıtlarında görülen göç olgusuna dair kavramların etki ve yansımalarını, Gilles Deleuze ve Felix Guttari’nin göç ile ilgili “göçebe kültürü” ve “yersiz yurtsuzlaşma” önermeleri doğrultusunda değerlendirilerek incelemeyi amaçlamıştır. Bununla birlikte Kimsooja’nın çalışmalarındaki var olan kavramları analiz etmek ve kullandığı geleneksel malzemelerin kavramlar ile ilişkisel bağının anlaşılmasına yardımcı olmasını amaçlamaktadır. Ayrıca bu araştırma, Kimsooja’nın kültürel kimliğini ve kendi geleneksel unsurlarını kullanarak göç olgusunu ele alırken ötekileştirme ve yabancılaştırma gibi sınırlamalardan uzak kalarak evrensel bir sanatsal dilini nasıl oluşturduğunu kavramaya çalışmaktadır. Çalışma literatür tarama, betimsel ve göstergebilimsel yöntem ile gerçekleştirilmiştir. Kimsooja’nın göç olgusu ekseninde ele aldığı yersiz yurtsuzlaşma, yabancılaşma, anı/ bellek, hafıza ve kültürel kimlik gibi sosyal içerikli çalışmalarıyla sınırlandırılmıştır. Bu bağlamda sanat pratikleri tespit edilerek sanatçının göç olgusunu ele alma yaklaşımı incelenmiştir.
Throughout history, the phenomenon of migration has been influential in all social, political and cultural aspects of society. Art, by its nature, has been influenced by all kinds of social and social changes and developments, and has created subjects and themes with the reflections of socio-cultural effects. In this context, the artist, who produces art, has been affected by migration and all kinds of changes and developments that accompany it, and has reflected these effects on his works of art. The phenomenon of migration and its results, which have contributed significantly to many social and cultural fields in history, have gained visibility in contemporary art with various themes and phenomena. Artists presented their personal experiences from different perspectives. This study aimed to examine the effects and reflections of the concepts of migration, seen in Kimsooja's works, in line with Gilles Deleuze and Felix Guttari's "nomadic culture" and "deterritorialization" propositions about migration. In addition, it aims to analyze the existing concepts in Kimsooja's work and to help understand the relational connection of the traditional materials he uses with the concepts. In addition, this research tries to grasp how Kimsooja created a universal artistic language while dealing with the phenomenon of migration by using her cultural identity and her own traditional elements, while avoiding limitations such as marginalization and alienation. The study was carried out with literature review, descriptive and semiotic method. Kimsooja's work on the axis of migration is limited to social studies such as deterritorialization, alienation, memory/memory, memory and cultural identity. In this context, art practices were identified and the artist's approach to dealing with the phenomenon of migration was examined.