SÖZLÜ KÜLTÜR TAŞIYICILARI: TÜRK ÂŞIKLAR-RUS SAZ ŞAİRLERİ (АВТОРСКАЯ/БАРДОВСКАЯ ПЕСНЯ)

Author :  

Year-Number: 2022-133
Yayımlanma Tarihi: 2022-10-06 21:45:52.0
Language : Türkçe
Konu : Dünya Dilleri ve Edebiyatları
Number of pages: 125-135
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Dünya üzerinde yaşayan her toplumun oluşturduğu ve kendi değerleri çerçevesinde şekillenen kültürel olgular vardır. Bunlar, toplumda meydana gelen ve beşeriyeti her manada ilgilendiren olguların birikimi olarak ortaya çıkar. Kültürel bir fenomonoloji bağlamında ilerleyen bu birikimler yansımasını hem sözlü hem de yazılı olarak bulur. Dönem içerisinde yaşayan insanları ilgilendiren sosyolojik, psikolojik, tarihi, politik doneler bir toplumun ve bu toplumda insanların bir birey olarak var olmasında önemli bir noktadır. İnsanoğlu var olduğu dönemden itibaren kendisini ve çevresini sorgulayabilen bir kanıda olduğu için onu oluşturan özellikler de bu yapının dâhilindedir. Dolayısıyla bu özellikler yansımasını edebiyat, müzik, resim gibi birçok sanatsal yaratıda bulur. İlk izlerini V. yüzyıl Atilla devrinde gördüğümüz Türk âşıklık geleneği XVI. yüzyıldan itibaren kendisinden söz ettirmeye başlar. Kökenlerinde Şamanizm’in yansımalarının bulunduğu bu gelenek, ait olduğu toplumun özelliklerine bürünüp gelişerek adeta dönemin sesi özelliğine kavuşur. Gelişerek çeşitli birçok ekolün de bu gelenek bağlamında gelişmesine vesile olur. Dolayısıyla insanlar yaşadıkları dönem itibariyle Türk âşıkların vesilesiyle seslerini duyurabilme, duygularını ifade etme şansı kazanır. Türk âşıklar kendi değerlerinden yararlanarak milletlerinin sesi konumunda olur ve ehemmiyetleri artar.  Hem “yazan-çalan-söyleyen” hem de “yazan” şeklinde karşımıza çıkan Türk âşıklar, günümüzdeki teknolojinin gelişmesiyle birlikte seslerini duyurabilecek platformları daha etkin bir şekilde kullanır. İnsanoğlu hangi milliyete ait olursa olsun tüm insanlığı ilgilendiren olaylar genelde evrensel niteliktedir. Bizim âşıklık geleneğimiz kadar kadim ve etkin olmasa da Rusya’da da Rus saz şairliği bağlamında âşıklık geleneği ortaya çıkmış ve sürdürülmüştür. Daha çok modern çağ ozanlığı altında en yetkin dönemine ulaşan Rus saz şairliği kökenlerini Türk âşıklığındaki gibi olmasa da eski çağlardan alır ve ortaya çıktığı andan itibaren gelişerek ilerler. “Yazan-çalan-söyleyen” ve sadece “yazan” özellikleriyle Rus saz şairliği bulunduğu çağın sesi olarak insanların çığlıklarının daha sanatsal bir formda dile getiriş şekli olarak karşımıza çıkar. SSCB döneminin baskıcı politikalarından dolayı ilk başta daha çok resmi olmayan bir yapıda var olmaya çalışan Rus saz şairliği, dönemin totaliter yönetiminin baskısı altındaki insanların düşüncelerinin söze ve müziğe dökülmüş halidir. İnsanların baskıcı yönetim altında kendilerini ifade edememeleri, özünü edebiyat ve müziğin oluşturduğu kültürel bir yapı ile birlikte hareket etmelerine vesile olur. Böylelikle Rus saz şairleri dönem itibariyle kendi ulusunun sesi konumuna yükselir. SSCB döneminin ortadan kalkmasıyla birlikte kendilerini daha rahat ifade etme şansı bulan Rus saz şairleri, Türk âşıkları gibi dönemin teknolojik imkânlarından faydalanarak gelişimlerini sürdürürler. Bu bağlamda evrensel değerler çerçevesinde her milletin kendi değerleri özünde oluşturulan âşıklık geleneği adeta çağının aynası konumuna yükselerek her iki millette de önemli bir yapıda karşımıza çıkar. Çalışmamızın özünü dünya üzerinde neredeyse her ulusta görebilmemizin mümkün olduğu âşık geleneğini Rus ve Türk milletleri bağlamında incelemek, benzer ve farklı noktalarını belirleyerek karşılaştırmak oluşturmaktadır.

Keywords

Abstract

There are cultural phenomena created by every society living in the world and shaped within the framework of their own values. These emerge as the accumulation of phenomena that occur in society and that concern humanity in every sense. These accumulations, which progress in the context of a cultural phenomenology, find their reflection both verbally and in writing. The sociological, psychological, historical and political data that concern the people living in the period is an important point in the existence of a society and people in this society as individuals. Since the human being has an opinion that can question himself and his environment since its existence, the features that make it up are also within this structure. Therefore, these features find their reflection in many artistic creations such as literature, music and painting. The Turkish minstrel tradition, whose first traces are seen in the 5th century Atilla’s era, dates back to the 16th century. century begins to talk about himself. This tradition, which has the reflections of Shamanism in its origins, takes on the characteristics of the society it belongs to and develops and becomes the voice of the period. It develops and helps many different ecole to develop in the context of this tradition. Therefore, people gain the chance to make their voices heard and express their feelings on the occasion of Turkish minstrels. By taking advantage of their own values, Turkish minstrels become the voice of their nation and their importance increases. Turkish lovers, who come across as both "author-player-singer" and "author", use platforms that can make their voices heard more effectively with the development of today's technology. Regardless of nationality, the events that concern all humanity are generally of a universal nature. Although it is not as ancient and effective as our minstrel tradition, the tradition of minstrelsy emerged and continued in the context of Russian instrumental poetry in Russia. Russian instrumental poetry, which has reached its most competent period under the modern era poet, takes its origins from ancient times, although not as in Turkish minstrelsy, and progresses by developing from the moment it emerged. As the voice of the era, Russian instrumental poetry with the features of "author-player-singer" and only "author" emerges as a way of expressing people's screams in a more artistic form. Russian instrumental poetry, which tried to exist in an informal structure at first due to the oppressive policies of the USSR period, is the verbal and musical form of the thoughts of the people under the pressure of the totalitarian rule of the period. The inability of people to express themselves under oppressive rule causes them to act together with a cultural structure whose essence is literature and music. Thus, Russian instrumental poets rise to the position of the voice of their own nation as of the period. With the disappearance of the USSR period, Russian instrumental poets, who had the chance to express themselves more easily, continued their development by taking advantage of the technological opportunities of the period, like Turkish minstrels. In this context, the tradition of minstrelsy, which is formed within the framework of universal values, in the core of each nation's own values, rises to the position of a mirror of its age and appears in an important structure in both nations. The essence of our study is to examine the minstrel tradition, which we can see in almost every nation in the world, in the context of Russian and Turkish nations, and to compare them by determining their similar and different points.

Keywords


  • nesir biçimindeki hikâyenin temsilcilerine âşık adı verilmektedir (Boratav 2021: 239).” İlk

  • 2018: 205).” Aynı zamanda “Divanü Lügati’t Türk’te Karahanlılar dönemindeki halk şairlerinin

  • göstermektedir (Düzgün 2021: 436).” İlk ortaya çıktığı tarihlerde daha çok gezgin olarak

  • âşığı, halk âşığı, badeli âşık, meydan şairi, kalem şairi, çöğür şairi” (Sakaoğlu 2014: 99) vb.

  • mirasını bir kuşaktan öbür kuşağa aktarmak görevini de üstlenir (Boratav 2021: 239-240).” Türk kültürüne göre nispeten daha geç bir dönemde yükselişe geçen Rus saz şairliği,

  • ettirmeye başlaması SSCB döneminin 1950’li yıllarına dayanır. Rusya'daki Rus saz şairliği

  • arayışını yansıtan (Antipova 2016: 77) Rus saz şairliği, N.S. Hruşyov iktidarı “çözülme

  • döneminde içine kapanan bir toplumun öz bilincinin uyanışının sesi olur (Vasilyev 2013: 80).

  • Rus saz şairliği 1950’li yılların ikinci yarısında entelektüellerin ve öğrenci gruplarının arasında

  • beslenen bir kültürel olgu olarak karşımıza çıkar (Suhanova 2010: 8). Rus saz şairliği, Rus

  • biçim alır ve insan kalbinin konuşmasına dönüşür (Ryabenko 2018: 85). Türk âşıklar gibi ilk

  • niteliğine bürünür (Yerşova 2013: 86), çünkü kendine has özellikleri ile çok sayıda takipçi

  • okuyarak geleneği sürdüren âşıklar da vardır (Boratav 2016: 108). Büyük bir kısmının bir

  • 2014: 59). Dolayısıyla icracı ve dinleyici arasında organik bir bağ oluşur. Bunun yanı sıra

  • müzikal ve şiirsel performans ile her zaman dinleyicilerin dikkatini çeker (İnyuşkina 2012:

  • sistemden oluşan özel bir metin türüdür (Patrakeyeva 2009: 319). Bu da onun Rus kültüründeki

  • sanatçı olan (Boratav 2019: 25) kültürümüzdeki âşıkların kökenlerinin niteliklerine bakıldığında

  • önemi yadsınamaz (Patrakeyeva 2009: 319). Kökenleri hasebiyle dinî ögelerle beslenerek

  • 1950’li yıllara ulaşan Rus saz şairliği en etkin olduğu dönemde daha çok ait olduğu çağdaki

  • (Düzgün 2021: 438) yadsınamaz bir gerçektir. Öğrenci topluluklarından çıkan Rus saz şairliği

  • gerçekleşir. Aynı zamanda “düşünen insanlar için düşündüren şarkılar” (İnyuşkina 2012: 246)

  • (Patrakeyeva 2009: 318). Ait olduğu çağın bir yansıması olarak karşımıza çıkan âşıklık geleneğinde yazılan şiirler

  • 2014: 2). Türk âşıklık geleneğinde de ekol olarak karşımıza çıkan bu durum her iki kültürde

  • ozan” (Sakaoğlu 2014: 25) olarak karşımıza çıkar. Saz şairi, hak şairi, meydan şairi ve halk şairi

  • kökeni kadim zamanlara dayanır ve kökenlerini dönemin yansımalarından alarak beslenir. “Bu tarz şairler birçok ülkede ortaya çıkar, sadece bulundukları bölgeye göre isimlendirilişleri farklılık arz eder: İskandinavya'da skaldlar, Ukrayna'da kobzarlar, Orta Asya'da akınlar, Transkafkasya'da âşıklar ve Rusya'da boyanlar, guslyarlar, şarkıcılar-hikâye anlatıcıları vb. XV. yüzyıldan itibaren, soytarıların Rus topraklarını dolaşarak insanları eğlendirdiklerini, sadece şehir ve köy sakinlerini değil, aynı zamanda şarkılar eşliğinde eğlenceli performanslarında yönetim ve kilise otoriteleri ile alay ettiklerini de belirtmekte fayda vardır (Avtorskaya Pesnya, Erişim Tarihi: 12.07.2022).” Rus saz şairliğinde de Türk âşıklık geleneğinde olduğu gibi emprevisyon/doğaçlama

  • Ermenilerden ve Kırım Tatar Türklerinden geçtiği öngörülmektedir. Türk âşıklık geleneği “anlatı türü ve şiir türü” (Boratav 2021: 243) olmak üzere klasik

  • muammalar ve didaktik nitelikteki şiirler” (Boratav 2021: 244-245) olarak çeşitlilik kazanır.

  • açıdan bir değer taşıyan ürünlerden oluşmaktadır (Sakaoğlu 2014: 15).” Hakikatin olduğu gibi

  • değil, aksine rejimin istekleri noktasında tasvir edilmesine (Belenkiy 2014: 60) karşıt olarak

  • (Vasilyev 2013: 83) gibi geniş bir ihtiva içererek var olduğu dönemde birçok konuda bir ileti

  • günün teknolojisi neticesinde ortaya çıkan aletler (Vasilyev 2013: 84)” gibi çeşitli konulardan

  • kültürünün anlamını derinleştirir ve dinleyici için daha anlaşılır kılar (Ryabenko 2018: 85). İki

  • sanat türü olan "Sovyet kitle şarkısına" alternatif olarak ortaya çıkan (Novikov 2002: 7) Rus saz

  • (Kuzmina 2009: 114). Sadece Krasnador’daki işçilerin yanında bulunan yüksek rütbeli kişiler

  • olarak sanatını icra etmeye çalışan âşıklar olsa da önemli bir gelişme görülmez (Düzgün 2021:

  • olur (Yerşova 2013: 86). Dolayısıyla bu türün eserleri boşuna icracı ve dinleyici arasında köprü

  • kuran eserler olarak adlandırılmaz (Korçaka 2015: 155). Günümüzde hem Türk âşıklarının hem

  • parlak dönemini yaşama-gerilme safhaları bulunur. “XV. yüzyıl, bir hazırlık dönemidir. Âşık tarzının başlangıç çağı olan XVI. yüzyılda ilk örneklerin ortaya konulduğu görülür. Gelişme ve olgunlaşmanın gerçekleştiği XVII. yüzyıldan sonra arayış ve asıl âşık tarzından uzaklaşmanın sonucu olarak güçlü temsilcilerin yetişmediği XVIII. yüzyıl gelir. Yeninden canlanma ve toparlanmanın yaşandığı XIX. yüzyılı teknolojik gelişmelerin etkisiyle geleneğin elektronik ortama kaydığı XX. yüzyıl takip eder (Düzgün 2021: 457).” Nitekim günümüzde gelenek, bu sanatı benimseyen çevrelerce icra ve takip edilir. Rus

  • (Rumyantsev 2008: 39) Türk âşıklık geleneğinde Anadolu ve Türk kültürüne özgü biçim ve

  • etkili dönemi 1950’li yıllar gibi görünse de aslında gelişimine daha eski zamanlardan itibaren

  • Avtorskaya Pesnya (12 Temmuz 2022). https://soundtimes.ru/uroki-muzyki/avtorskaya-pesnya.

  • Antipova, Yu. V. (2016). Bardı Kak Obyekt Parodii. İdei i İdealı No 1 (27). 77-84.

  • Belenkiy, L.P. (2014). Avtorskaya Pesnya Kak İsskustvo Doveritelnogo Obşeniya. K Voprosu O Ponyatii “Janr”. Observatoriya Kulturı 4. 57-64.

  • Boratav, Pertev, Naili. (2019). 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı. BilgeSu Yayıncılık.

  • Boratav, Pertev, Naili. (2016). Halk Edebiyatı Dersleri. BilgeSu Yayıncılık.

  • Boratav, Pertev, Naili. (2021). Sözlü Edebiyat Gözlemleri. BilgeSu Yayıncılık.

  • Düzgün, Dilaver. (2021). Âşık Edebiyatı. M. Öcal Oğuz (Ed.). Türk Halk Edebiyatı El Kitabı içinde (s.435-500). Grafiker Yayınları.

  • İnyuşkina, Yu. V. (2012). Avtorskaya Pesnya v Penzenskoy Oblasti. Regionologiya Nomer 4 (81). 245-248.

  • Korçaka, L.L. (2015). Avtorskaya Pesnya v Formirovanii Estetiçeskih i Nravstvennıh İdelaov Podrostkov. Tsarskoselskiye Çteniya Nomer XIX Tom I. 155-158.

  • Köprülü, Mehmet, Fuad. (2018). Edebiyat Araştırmaları I. Alfa Basım Yayım Dağıtım.

  • Kuzmina İ.S. (2009). Avtorskaya Pesnya Kak Avtonomnoye Kulturnoye Prostranstvo v Ramkah İnformatsionnogo Obşestva. Znak: problemnoye pole mediaobrazovaniya nomer 2 (4). 114-116.

  • Novikov, V.İ. (2002). Avtorskaya Pesnya, İzdatelstvo “AST”.

  • Patrakeyeva, Ye. B. (2009). Avtorskaya Pesnya Kak Osobıy Teksta. Vestnik Tambovskogo Universiteta. Seriya: Gumanitarniye Nauki Nomer 12. 318-322.

  • Patrakeyeva, Ye. B. (2014). Avtorskaya Pesnya Kak Pesennıy Tekst, Yiyo Osobennosti i Klassifikatsiya. Kontsept Spetsvıpusk No 13. 1-6.

  • Rumyantsev, D.V. (2008). K Voprosu Ob Avtorskoy Pesne v Sovremennoy Stiuatsii. Russkaya Rok-Pesnya: Tekst i Kontekst Nomer 10. 38-41.

  • Ryabenko, M.A. (2018). “Zvuçaşaya Poeziya”: O Sinkretiçeskoy Prirode Janra Avtorskoy Pesni. Vestnik Nauki i Obrazovaniya Tom 2 No: 6 (42). 84-87.

  • Sakaoğlu, Saim. (2014). Âşık Edebiyatı Araştırmaları. Kömen Yayınları.

  • Suhanova, T.H. (Red). (2010). Lyubitelskoye Hudojestvennoye Tvorçestvo V Rossii XX Veka: Slovar. Moskva: Progress-Traditsiya.

  • Vasilyev, İ.Ye. (2013). Neofitsialnaya Kultura 1950-70-h Godov: Vidı i Tvorçeskiye Voz- mojnosti Rolevoy Avtorskoy Pesni. Uralskiy Filologiçeskiy Vestnik Russkaya Literatura XX-XXI Vekov: Napravleniya i Teçeniya No:2. 80-87.

  • Yerşova, T.M. (2013) Avtorskaya Pesnya i Folklornıye Traditsii, Çelyabinsk Gumanitariy No 1 (22). 86-90.

                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics