Adı kurgu dünyasında Le Cid olarak bilinen Rodrigue Diaz de Vivar (1043-1099), tiyatro ve film gibi kurgusal eserler sayesinde gündemde kalmış tarihsel kişiliklerden biridir. Pierre Corneille (1606-1684) tarafından yazılan ve 1637 yılında yayımlanan Le Cidtrajedisinin kaynağı İspanyol edebiyatıdır. Bununla birlikte onun İspanya dışına çıkmasını ve dünyaca tanınmasını sağlayan oyun/trajedi yazarı Pierre Corneille olmuştur. Nitekim Türk edebiyatına da Pierre Corneille ve Fransız edebiyatı yoluyla girmiştir. Le Cid, sadece Batı edebiyatı tarihinde değil Türk edebiyatı tarihinde de önemli bir figürdür. Bu ünlü eser, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk aydınlarca da tanınmaya başlar ve 1890’lardaki bir tartışma sonucu Ahmet Mithat Efendi tarafından özet ve mensur olarak Türkçeye çevrilir. Eserin manzum olarak tam çevirisi ancak 1961’de yapılır. Bu araştırmanın amacı, Le Cid’in Türk edebiyatında ilk ortaya çıkışından 1961 yılına kadar olan edebî görünümünü Türkçe kaynaklara dayalı olarak incelemektir. Böylece hem modern Türk edebiyatı tarihine hem de dünya edebiyatı tarihine katkıda bulunulması hedeflenmiştir.
Rodrigue Diaz de Vivar (1043-1099), whose name is known in the fictional world as Le Cid, is one of the historical characters who remain popular through the fictional works like theatre and movie. The source of Le Cid, which was written by Pierre Corneille and published in 1637, is Spanish Literature. However, the play writer who transported him out of Spain and introduced to the world was Pierre Corneille. Thus, Le Cid entered Turkish Literature through Pierre Corneille and French Literature. Le Cid is an important figure not only in the history of the western literatures but also in the history of the Turkish literature. This famous work began to be known by the Turkish writers and it was translated in summary by Ahmet Mithat Efendi into Turkish, as in prose. A complete translation of the work by Corneille was made in 1861, as in verse. Depending on Turkish sources, this research explores the Le Cid’s first appearance in the modern Turkish literature and its situation in the ensuing years, down to 1961. In doing so, it seeks to contribute to the History of the Modem Turkish Literature and the History of the World Literature.