Bir düşünce olarak Antik Yunan’da izleri aransa da, isim ve uygulama alarak Antik Roma’da ortaya çıkan cumhuriyet, evrensel ve modern bir yönetim biçimi haline gelebilmek için Fransız İhtilali’ni beklemiştir. Ancak her geçen gün bireysel özgürlüğün öne çıktığı modern dönemde, özünde taşıdığı çelişkilerden dolayı cumhuriyet yönetim sistemi yerini demokrasiye bırakmıştır. Bir halk yönetimi olarak tarif edilse de, cumhuriyet, seçkinci ve dizayn edici bir özelliğe sahiptir. Bu yüzden cumhuriyetçi anlayış, modern bir anlayış olarak varlığını sürdürebilmek için, liberal-demokrasi çerçevesinde kendisini yenilemek durumunda kalmıştır. Çünkü geç modern ve post-modern dönemde birey ve toplum inşasını devlete bırakmak istememektedir. Ancak Fransız İhtilali’nden 134 yıl sonra ve onun derin etlisinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, tek parti yönetimine geçildikten sonra bireyi ve toplumu üsten yeniden inşa etme yolunu izlemiştir. Böylece Milli Mücadele döneminde önemle vurgulanan milli irade, üstelik büyük ölçüde cumhuriyetçi düşünceye de tezat teşkil ederek uzun bir dönem rafa kaldırılmıştır. Tek parti döneminde, cumhuriyetçi düşüncenin halk iradesi ilkesi değil, ortak yarar ilkesi öne çıkarılmıştır. Ortak yararın ne olduğunun kararı da seçkinlere bırakılarak, halkın tebaa olma durumu devam ettirilmiştir. Bu anlamda, tek parti döneminde ismen ve şeklen bir cumhuriyet mevcutsa da, yönetimin belirlenmesinde ve değiştirilmesinde halkın iradesi olmadığı için, öz olarak mevcut değildir. Özellikle cumhuriyetçi düşünce adı altında, ırk ve lider kültü etrafında şekillenen Kemalizm ideolojisi mukim kılınmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın amacı da, geçmişten bugüne cumhuriyet yönetim biçiminin ve cumhuriyetçi düşüncenin ne olduğunu tespit etmek ve bu tespit çerçevesinde tek parti dönemi Türkiye’sinin cumhuriyet modelini değerlendirmektir. Çalışma, literatür taramasına dayalı tasviri bir yöntemle ele alınmıştır.
Republicanism as an idea can be traced back to Ancient Greece. However, the republic as the name and application emerged in ancient Rome. With the French Revolution, it became a universal and modern management style. There are contradictions at the core of republican thought. Therefore, the republic soon gave way to democracy, which is seen as more modern. Because the modern period, in which individual freedom came to the fore, required this. The republic has an elitist and design feature beyond being a public administration. Therefore, the republican understanding had to renew itself within the framework of liberal-democracy. Because in the late modern and post-modern era, the influence of bureaucracy has decreased in the construction of individuals and society. However, the single-party era Turkish Republic did this. A social engineering has been done. Thus, the national will, which was emphasized during the National Struggle, was shelved. It was not considered important that this contrasted with the republican idea. In the single-party period, the principle of common interest was emphasized rather than the will of the people. It was left to the elite to decide what the common good was. Thus, the people continued to be servants. In the one-party period, the republic exists in name and form. Because the people are not involved in determining and changing the administration. Under the name of republicanism, the ideology of Kemalism has been imposed. The aim of this study is to evaluate the republican model of one-party period Turkey within the framework of republic and republicanism that has existed from the past to the present. The study has been handled with a descriptive method based on literature review.