Değişen ve gelişen dünyada, uluslararası ekonomik, siyasi, sosyal ilişkilerin yaygınlaşması ve gelişmesi, farklı kültürlerin, inanç ve beklentilerin daha iyi tanınmasına ve kişilerarası ilişkilerin artmasına yol açmıştır. Dünyadaki bu hareketliliğin sonucunda, toplumlar homojen olmaktan çıkıp heterojen hale gelmiştir. Kültür ve dilin, ulusal kimliğin en önemli belirleyicileri oldukları göz önünde bulundurulduğunda, küreselleşmenin sosyal, dilsel ve bilişsel yansımalarının, toplum hayatında köklü değişikliklere sebep olduğu, bu nedenle sosyal yaşam ve eğitim politikalarının bu yönde şekillendirilmeye başlandığı görülmektedir. Olumlu, olumsuz etkileriyle küreselleşme, hayatımıza birçok yenilikle birlikte girmiş, eskiden hayalini bile kuramayacağımız gelişmelerle yaşam tarzımızı tamamen farklı bir boyuta taşımıştır. Artık uzaklar yakın, yabancılar dost, imkânlar neredeyse sınırsızdır. Küreselleşmeyle birlikte kültürlerarasılık, çok dillilik/çokdillilik ve çok kültürlülük/çokkültürlülük gibi kavramlar önem kazanmıştır. Uluslararası ve kişilerarası ilişkilerin hız kazanması, kültürlerarası bir bilince sahip olmayı zorunlu kılmıştır. Çokkültürlü ve çokdilli toplumlarda, birbirinden farklı kültür ve dil geçmişine sahip insanların bir arada yaşaması kadar, birlikte hareket etmesi de dünyanın bugünü ve yarını için büyük önem teşkil eder. Bununla birlikte, dillerin ve kültürlerin iç içe geçtiği kozmopolit bir dünyada, herhangi bir yabancı dil bilmemek, yerel kalmak ve küreselleşmenin sunduğu avantajlardan tam anlamıyla faydalanamamak anlamına gelir. Bu nedenle, her bireyin en az bir yabancı dil bilmesi ve kültürlerarası bir bilinçle küresel sahnede aktif bir eyleyen olarak yerini alması önemlidir. Çalışmada, küreselleşme, çok dillilik/çokdillilik ve çok kültürlülük/çokkültürlülük, bu bağlamda kültür ve dil olgusu, kültürlerarasılık ve bir yabancı dil bilmenin önemi gibi konular ele alınmıştır. Bu çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi tekniği ile yürütülmüştür.
In the changing and developing world, the spread and development of international economic, political and social relations have led to better recognition of different cultures, beliefs, and expectations, and an increase in interpersonal relations. As a result of this mobility in the world, societies have become heterogeneous rather than homogeneous. Considering that culture and language are the most important determinants of national identity, it is seen that the social, linguistic, and cognitive reflections of globalization have caused radical changes in social life, and therefore social life and education policies have begun to be shaped in this direction. Globalization, which has many positive and negative aspects, has brought many innovations into our lives and has taken our lives to a completely different dimension with developments we could never have imagined. With globalization, concepts such as interculturalism, plurilingualism/multilingualism and pluriculturalism/multiculturalism have gained importance. The acceleration of international and interpersonal relations necessitates having an intercultural consciousness. However, international and interpersonal relations, which have gained momentum with globalization, require developing an intercultural awareness. In multicultural and multilingual societies, it is important that people with different cultural and linguistic backgrounds live together as well as act together for the world of today and tomorrow. However, in a cosmopolitan world where languages and cultures are intertwined, not knowing any foreign language means staying local and not being able to take full advantage of globalization. Therefore, it is important for each individual to know at least one foreign language and to take his place as an active actor on the global stage with intercultural awareness. In the study, globalization, plurilingualism/multilingualism and pluriculturalism/multiculturalism, the importance of culture and language phenomena was examined from a critical perspective. The study was carried out with the document analysis technique, which is one of the qualitative research methods.