Bir toplumun trafik düzeni bir medeniyetin dışarıdan görünüşüdür. Bir yörede insanın ne kadar saygıya değer olduğunu o yörenin trafik işleyişiyle ölçmek mümkündür. Günümüzde hane başına düşen araç sayısındaki ciddi artış dikkate değer düzeye ulaşmıştır. Ancak bu gelişmeler beraberinde şehirlerarası ve merkezlerde trafik yoğunluğunu, dolayısı ile trafik problemini ortaya çıkararak insanı birçok tehlike ile yüz yüze bırakmaktadır. Ulaşımda yaşanan problemlerin çözümüne yönelik geliştirilen önlemler çoğu zaman yetersiz kalmakta, bir türlü can ve mal kaybına neden olan kazalar önlenememektedir. Haliyle bütün tedbirleri almak, hiçbir şeyi tesadüfe bırakmamak ve akabinde ne olursa olsun Allah’a bırakarak (tevekkül) etmek esastır. Nitekim tehlikelere karşı tedbirlerin alınması efendimize devemi bağlayarak mı yoksa bağlamadan mı bırakıp Allah’a tevekkül edeyim diye sorulduğunda: “Onu bağla ve ondan sonra tevekkül et” buyurmuştur. Risk unsuruna karşı tedbirlerin alınması dinimizde elzemdir. Zira tehlikenin bulunduğu yerde tedbirin alınması bir zorunluluk olduğuna dair: “Evin damında korkuluk olmadığı halde uyuyan kimseden Allah’ın koruması (zimmeti) kalkmıştır.” buyurmuşlardır. Buna kıyasen günümüzde de aynı şekilde trafikte seyreden araçlarda zarar vermeyecek biçimde hareket etmek zorundadır. Trafik kazalarına müsebbibi açısından bakıldığında sorumluluğun kimden ve nasıl kaynaklandığı, insan, yol ve araç faktörlerinden hangilerinin ne kadar etkin olduğu, fâilin sorumlu tutulmasını ortaya çıkarmak için, fiil-fâil sonuç arasındaki illiyet bağının nedensellik ilişkisine dayanan bağı tespit etmektir. İslâm hukukunda; fiil ile zarar arasındaki ilişkiyi ifade etmek için “mübâşeret” ve “tesebbüb” kavramları kullanmak, gerçekleşen zararla sorumluluğun bağlandığı olay veya davranış arasındaki sebep sonuç ve ihmal trafik kazalarından mütevellit ölümler, yaralanmalar, sakatlıklar, maddi ve manevi zararların tazmininde dikkate alınması gereken en önemli kriterlerdir.
A society's traffic pattern is the exterior of a civilization. It is possible to measure how respectable a person is in a region by the traffic operation of that region. Today, the significant increase in the number of vehicles per household has reached a remarkable level but these developments, together with the traffic density in the intercity and in the centers, and thus the traffic problem, leave people face to face with many dangers. Measures developed for the solution of transportation problems are often insufficient, and accidents that cause loss of life and property cannot be prevented. As a matter of fact, it is essential to take all precautions, not to leave anything to chance, and then to trust no matter what. As a matter of fact, taking precautions against dangers was asked when our master was asked whether I should tie my camel or leave it untied and put my trust in God: He said, Tie it up and then put your trust. Taking measures against the risk factor is essential in our religion. Because it is an obligation to take precautions where there is a danger. He said, "God’s protection has been removed from a person who sleeps even though there is no railing on the roof of the house." Compared to this, it has to act in a way that does not harm the vehicles traveling in traffic in the same way today. From the perspective of the cause of traffic accidents, it is to determine the causal link of the causal link between the act and the result in order to reveal from whom and how the responsibility originates, which of the human, road and vehicle factors are effective, and to reveal the perpetrator's responsibility. In Islamic law; Using the concepts of “mubâşeret” and “tasebbüb” to express the relationship between the act and the damage are the most important criteria that should be considered in the compensation of deaths, injuries, disabilities, material and moral damages resulting from traffic accidents due to cause and effect and negligence between the damage occurred and the event or behavior to which the responsibility is connected.