Minimalizm en genel anlamı ile abartıdan arındırılarak yalın özellikleri taşımadır. Minimalist hareketler, geçmişte olduğu gibi günümüzde de resimden müziğe, edebiyattan mimarlığa kadar etkisini her alanda gösteren önemli bir tavırdır. Aynı zamanda az şeyle çok şey anlatmanın bir yoludur. Bu kavramı var eden düşüncü sistemleri, öncelikle insan hayatında “yaşam felsefesi” olarak kendine yer bulmuş, sonrasında ise insanın olduğu bütün mekanlarda kendini göstermiştir. Yaşam alanlarının kullanımında yer alan minimalist yaklaşım, Mies Van Der Rohe’nin “az çoktur” felsefesi ile özetlenerek mimariye yansımıştır. Minimalist yaşam biçimi ve çeşitli felsefelerin; geçmiş, günümüz ve gelecek köprüsünde mekanlara nasıl yansıdığı ve hangi özelliklerle somut birer örnek olarak karşımıza çıktığı oldukça önem arz etmektedir. Buradan hareketle, çalışma birbirini takip eden iki ana aşamadan oluşmaktadır. Çalışmanın ilk aşaması; minimalist tavrın insan yaşam döngüsünden mimariye yansımasını ele almaktadır. İkinci aşamada ise; literatür araştırmaları ile elde edilen minimalist yaşam felsefelerinden; Feng Shuı, Zen, Wabi-Sabi,Budizm, Hygge, Friluftsliv ve Anadolu yaşam izlerinin iyi bir şekilde ifade edildiği düşünülen yedi adet konut incelenmiştir. Yapılar fiziksel biçimlenmeleri üzerinden morfolojik kart tekniği ile incelenerek yapıların minimalist yaklaşımlara dair mekansal okumaları yapılmıştır. Sonuç olarak; çeşitli kültürlerde de olsa yaşam biçimlerine ait minimalist yaklaşımların yapılara yansıması ve ortaya koyduğu biçimsel ifadelerde ortak noktalar görülmüştür.
Minimalism, in its most general sense, is to carry simple features by being purified from exaggeration. Minimalist movements are an important attitude that shows its influence in every field from painting to music, from literature to architecture today as it was in the past. It is also a way of saying a lot with little. The systems of thought that created this concept firstly found a place in human life as a "philosophy of life", and then showed itself in all places where people are. The minimalist approach in the use of living spaces is reflected in the architecture, summarized by Mies Van Der Rohe's philosophy of "less is more". Minimalist lifestyle and various philosophies; It is very important how the past, present and future bridge is reflected in the spaces and with what features it appears as a concrete example. From this point of view, the study consists of two main stages that follow each other. The first stage of the study; deals with the reflection of the minimalist attitude from the human life cycle to architecture. In the second stage; minimalist life philosophies obtained through literature research; Seven residences, which are thought to express the traces of Feng Shui, Zen, Wabi-Sabi, Buddhism, Hygge, Friluftsliv and Anatolian life, were examined. The structures were examined through the morphological card technique over their physical formations, and spatial readings of the structures were made regarding minimalist approaches. As a result; Although in various cultures, the reflection of minimalist approaches of lifestyles on buildings and common points in the formal expressions they reveal have been observed.