Sinema sanatı görsel olarak bir hikâye anlatma şeklidir. Bu hikâye anlatılırken izleyiciye kadraj içerisinde gösterilen kadar gösterilmeyen unsurlar da önem taşımaktadır. Görsel olarak sinemanın anlatım gücünü oluşturan ana unsur sinematografidir. Sinematografi sinemanın ilk çıkış yıllarında teknik olanakların yetersizliğiyle geri planda kalmış olsa da özellikle 1930’lu yıllarda sesli filmlerle beraber gelişen teknoloji, sinematografi konusunda da yenilikleri desteklemiştir. Bu makalede, 1940’lı yılların Film Noir’sı ve sonrasında gelişen Neo Noir akımı hakkında kısa bilgiler verilerek, Türk sineması ve Kara Filmlerin ilişkisiyle beraber Tayfun Pirselimoğlu sineması özelinde Kara Film tekniği açısından içeriksel ve sinematografik değerlendirmeler yapılmaktadır.
Cinema is a visual storytelling. In this way of storytelling, what is shown in the frame is rather important as what is not shown. The power of visual storytelling is cinematography. As of the technical incompetence at the time newly-emerging cinema cinematography was kept in the background untill the 1930s. Advancing technology brought sound to the films and also innovations to cinematography. In this paper, there will be general short information about Film Noir Genre of 1940s and it’s evolver Neo Noir Genre, and relationship between Turkish Cinema and Noir before the cinematographic and contextual research specific to Tayfun Pirselimoğlu cinema.