Zorunlu göç kapsamında ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan bireylerin dil bariyerine takılması kaçınılmaz bir problemdir. Bu problemin çözümünde çoğu zaman elverişsiz şartlardan dolayı doğrudan çevirmene ulaşamayan bireylerin teknoloji aracılığıyla bulundukları çevreye adapte olmaya çalışmaları da olası bir durumdur. Bu şartlar bazı çeviri araçları ve web sitelerinin toplum çevirmenliği bağlamında ele alınmasına zemin hazırlamıştır. Bu çalışmada toplum çevirmenliğinin tanımları ve alt alanlarının irdelenmesinden sonra, Türkiye’de ve dünyanın mülteci göçü alan diğer ülkelerinde dil bariyerine karşı mültecilere yönelik hazırlanmış olan çeviri araçlarının ve web sitelerinin tespitinin yapılması ve işlevselliklerinin betimlenmesi amaçlanmaktadır. Sağlık, hukuk, afet durumlarının yanı sıra barınma, sığınma gibi temel ihtiyaçlar doğrultusunda da şekillendiği görülen bu araçlar ve web siteleri, işlevsellikleri ve onları kullanan bireylerin konuya ilişkin yorumları çalışmanın temel araştırma konusunu oluşturmaktadır. Çalışma bütününde anlam bütünlüğü sağlamak adına zorunlu sebeplerle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan tüm bireyler “mülteci’’ olarak adlandırılacaktır. Doküman inceleme yöntemi ve içerik analizinin kullanıldığı bu çalışma, alana ilişkin tavsiyeler sunarak son bulmaktadır.
It is an inevitable problem for people who have to leave their countries as part of forced migration are stuck in the language barrier. In solving this problem, it is also possible that people who cannot reach the translator directly due to the inconvenient conditions try to adapt to the region where they are located through technology. These situations prepared the basis for some translation tools and websites to be included in community interpreting. After examining the definitions and sub-areas of community translation, it is aimed to identify translation tools and websites and to describe their functionality in the present study. These programs and websites, which are observed to be shaped in accordance with health, law, disaster situations as well as basic needs such as housing and asylum, are the main subject of the study, together with their functionality and user comments related to the topic. In order to ensure meaning integrity in the study, all people who have to leave their countries for mandatory reasons will be called "refugees". The present study, which makes use of the document analysis method and content analysis, concludes with suggestions related to the field.