Akarsu sistemleri, geçmişteki iklim değişimlerinin tespiti için oldukça önemli bir arşiv durumundadır. Bu özellikleri ile paleoklimatoloji araştırmalarının yanı sıra, jeolojik ve jeomorfolojik evrim çalışmaları için de sıklıkla kullanılmaktadırlar. Yabancı literatürde küresel iklim değişimleri ve flüvyal sistem tepkiselliği konusunda yapılan araştırmalar büyük oranda Kuzey Avrupa ülkelerinin akarsu sistemleri esas alınarak değerlendirilmiştir. Buna bağlı olarak dünyadaki akarsu sistemleri için doğru kabul edilen genel bir sistematik doğmuştur. Ancak bu yaklaşım, Akdeniz ülkelerini, hatta Avrupa’nın güney kesimlerindeki flüvyal sistemleri kapsamayabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, nehir sistematiği için genel geçer bir senaryo olarak kabul edilen iklim-nehir aktivitesi etkileşiminin farklı şekillerde gelişebileceğini ortaya koymaktır. Örneğin Kuzey Avrupa’da, soğuk dönemler sırasında tamamen buzullarla örtülen bu alanlarda bitki örtüsü yoksunluğu sebebiyle kaba sediment birikimi glasyal dönemlerde olmakta iken her bir sıcak döneme geçişte flüvyal aşındırma gerçekleşmektedir. Oysa Türkiye gibi alçak enlemlerdeki bölgelerde glasyal dönemlerde dahi soğuk step vejetasyonunun varlığını koruması söz konusudur. Bu yüzden topraktan kaba sedimentin koparılması zordur. Bu da, yer kürenin büyük bölümünü şekillendiren nehir sistemlerinin aşındırma-biriktirme aktivitelerinin farklılıklar göstereceğine işaret etmektedir. Sonuç olarak, akarsuların, buzul-buzul arası dönemlere verdiği tepkiler konusunda her bölgenin kendine özgü, özellikli yapısı göz önünde bulundurularak daha lokal değerlendirmeler yapmak yerinde olacaktır.
River valleys are the important archives for the determination of the past climatic changes. With this chacteristic, they are used frequently for both the paleoclimatic investigations and the researhes of the geological and geomorphological evolution. The studies which are about the fluvial responces to the global climatic changes in the world are mostly evaluated basing on the North Europe rivers. Therefore a general systematic has formed for the all river systems in the world. However, this approach doesn’t contain the Mediterranean rivers, even South European fluvial systems. The aim of this study is to reveal the different responces of Anatolian and Europe rivers North Europe was complatelly covered by glaciers during the cold periods and the vegetation didn’t present, so the coarse sediments was acuumulating in this period. Besides in the beginning of the next warm period the rivers formed their terraces, incising their valleys and deposits. Whereas in the low latitude regions like as Turkey, there was steppe vegetation during the cold periods. Thus the erosion of the coarse sediment was difficult. Consequently the responces of the river systems to the glacial-interglacial periods were not same everywhere in the world and it may be mistake to generalize about all fluvial systems.