Çalışma bireysel düzeyde yeniden dağılım tercihinin belirleyicilerini analiz etmeyi amaçlamıştır. Bu amaçla hipotez geliştirmek ve ampirik bölüme dayanak oluşturmak üzere teorik ve ampirik literatür incelenmiştir. Ampirik inceleme yüzden fazla ülke için geniş bir zaman boyutunu kapsayacak şekilde toplanan anket verilerini içeren WVS/EVS verilerine dayanmaktadır. Sonuçlar, yaş, doğum yılı, cinsiyet, medeni hal gibi demografik ve sosyo-ekonomik değişkenlerin yeniden dağılım tercihlerini belirlemek bakımından anlamlı olduğunu göstermektedir. Rasyonel tercih yaklaşımını ve POUM hipotezini test etmek üzere gelir düzeyi, görece gelir ve eğitimin etkisini incelediğimizde bu yaklaşımlara paralel olarak değişkenler üzerinde negatif katsayılar bulunmuştur. Adalet, kadercilik, karşılıklılık, özgecilik ve güven gibi bireysel değer ve normlar anlamlı ve yeniden dağılım tercihini etkileyen değişkenlerdir. Özellikle bireylerin yoksulluğun nedenine dair anlayışları yeniden dağılım tercihi üzerinde yüksek derecede etkilidir. Sosyal kimlik ve kültürün etkisini test etmek üzere, din, din ve dindarlık etkileşimi, siyasal ideoloji, sosyal sınıf ve milliyetçilik incelenmiş ve bu değişkenlerin yeniden dağılımı etkilediği bulunmuştur.
The study examines the determinants of redistribution preferences at the individual level. We first review theoretical and empirical literature to establish a framework for empirical analyses. Then, we provide the empirical evidence based on the data from World Value Survey (WVS) and European Value Survey (EVS) covering a hundred countries. Results reveal that demographic and socioeconomic factors such as age, birth cohort, gender, marital status influence the redistribution preferences. Income level, relative income, education are significant variables with negative coefficients in the line with the traditional approach of economics and the POUM hypothesis. Besides, we examine further the effect of individual values, norms such as fairness, life control feeling, reciprocity, altruism, and trust. All variables were significant, but especially fairness was higher coefficients. It considered a religion, the interaction of religion with religiousness, ideology, social class, and nationalism as indicators of culture and identity. All variables, especially religion, were significant and important variables.