Birinci Dünya Savaşı’nın İtilaf Devletleri tarafından kazanılmasının ardından, yıllardır Osmanlı toprakları üzerindeki emellerini gerçekleştirmek isteyen İtilaf güçleri için bir fırsat doğmuş oldu. Osmanlı Devleti’nin zayıflığı ve topraklarını koruyacak güçte olmaması Birinci Dünya Savaşı devam ederken, İtilaf Devletleri arasında gizli antlaşmaların yapılmasına neden olmuştur. Bu antlaşmalara göre Osmanlı Devleti iyice savunmasız görülerek, topraklarının paylaşılması hedeflenmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda yenilen devletlerle yapılan ateşkes ve barış antlaşmaları ile amaçlarını daha fazla gerçekleştirmek istemişlerdir. Özellikle Osmanlı Devleti ile imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’nda yer alan ağır hükümler amaçlarını açıkça gözler önüne sermiştir. Osmanlı Devleti ile imzalanan ateşkes antlaşmasıyla Osmanlı Devleti parçalanmak istenmiş, her bir madde ile Osmanlı Devleti güçsüz bırakılmıştır. Mondros Ateşkes Antlaşması, bu çalışmada maddeleriyle birlikte ele alınmış, tarihsel önemine değinilmiştir.
After the First World War was won by the Allied Powers, there was an opportunity fort he Allied Powers, who wanted to realize their ambitions on Ottoman lands for years. The weakness of the Ottoman Empire and the lack of strength to protect its territories led to secret treaties among the Allied Powers as the First World War continued. According to these treaties, the Ottoman State was considered vulnerable and its territory was intended to be shared. With the armitice and peace treaties with the defeated states at the end of the First World War, they wanted to achieve their goals further. In particular, the harsh terms in the Mondros Armitice Aggreement signed with the Ottoman Empire clearly demonstrated their purpose. The Mondros Armitice Aggreement which was signed with the Ottoman Empire, the Ottoman State was wanted to divide and the Ottoman State was left powerless with each article. The Mondros Armitice Aggreement was discussed with its articles in this work and its historical significance was addressed.