Bu çalışmanın amacı, Türkiye-Suriye ilişkilerinin son 60 yıllık seyrinde su sorununun nasıl bir rol oynadığını analiz etmektir. Çalışmanın temel varsayımı, 1960’lı yıllarda teknik bir uzlaşmazlık konusu olarak ortaya çıkan su sorunun 1980’li yıllarla birlikte Suriye yönetiminin Türkiye’ye karşı PKK’yı siyasal bir koz olarak kullanmasına paralel olarak siyasal bir mesele haline dönüştüğüdür. Su sorunu, 1960’lar ve 1970’ler süresince Fırat ve Dicle nehirlerinin sularından tarafların nasıl yararlanılacağı etrafında şekillenen bir konu olmuştur. 1980’li yıllardan itibaren ise PKK faktörünün etkisiyle su sorununun siyasal bir nitelik kazanmaya başladığını söylemek mümkündür. Suriye yönetiminin PKK faaliyetlerine sağladığı siyasal, ekonomik ve lojistik destek, 1980’ler ve 1990’lar boyunca su sorununun siyasal bir mesele olarak gündemde yer bulmasına neden olmuştur. Suriye yönetiminin PKK faaliyetlerine desteği, 20 Ekim 1998 günü imzalanan Adana Mutabakatı ile resmi anlamda son bulsa da su sorunu siyasal bir konu olarak gündemdeki yerini korumuştur. 2000’li yıllarda su sorunu artık bir çatışma konusu olarak değil iki ülke arasında işbirliği inşa edilmesine katkı sunacak bir konu olarak ele alınmaya başlamıştır. 2000’li yıllar boyunca su sorununun çözümü konusunda taraflar somut adımlar atmaya ve ortak projeler geliştirmeye başlamıştır. Ancak 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaş’ı, planlanan projelerin rafa kalktığı bir belirsizlik döneminin başlamasına neden olmuştur.
This study aims to analyze how the water issue has played a role in the course of Turkey-Syria relations over the past 60 years. The main assumption of the study is that the water issue, which emerged as a subject of technical disagreement in the 1960s, became a political dispute in parallel with the Syrian government's use of the PKK as political leverage against Turkey in the 1980s. The water issue has been an issue shaped throughout the 1960s and 1970s around how to exploit the waters of the Euphrates and Tigris rivers. Since the 1980s, it is possible to say that the water issue has started to gain a political character due to the PKK factor. The political, economic and logistical support provided by the Syrian government to PKK activities led to the water issue being on the agenda as a political dispute throughout the 1980s and 1990s. Although the Syrian government's support for PKK activities officially ended with the Adana agreement signed on October 20, 1998, the water issue remained on the agenda as a political subject. In the 2000s, the water issue began to be addressed not as a conflict issue but as an issue that would contribute to building cooperation between the two countries. However, the Syrian Civil War that began in 2011 led to a period of uncertainty in which planned projects were on the shelf.