Birey, toplum tarafından belirlenen birtakım norm ve düzene uyum sağlayarak/uyarak yaşamsal varlığını sürdürür. Toplum tarafından önceden belirlenen normlardan biri olan ahlaki kuralların dışına çıkan birey, toplum tarafından ötekileştirilir ya da uzak tutulur. Toplumsal ve bireysel yaşamın önemli bir parçası olan ahlaki normlar, insanlar arası düzeni sağlayan, olumlu ve olumsuz davranışlara yön veren ölçütleri içerir. Bu nedenle gerek toplumsal yapının işleyişini sürdürmesi gerekse insanlar arası düzenin sağlanabilmesi için ahlaki kurallara riayet edilmesi önem arz eder. Modernleşme ile birlikte birçok alanda olduğu gibi ahlaki yapıda da değişim ve yozlaşma meydana gelir. Meydana gelen bu değişim, aile ve dolayısıyla toplumda da sarsıcı etkiler bırakır. Bu nedenle Tanzimat aydınları, ailede başlayan nihayetinde toplumu etkileyen olumsuz bu durumu önleyecek misyonu kadın üzerine temellendirirler. Zira toplumsal düzenin sağlayıcısı olarak gördükleri kadının, ahlaki yeterlilikte ve yeni nesli yetiştiren dolayımlayıcı olması nedeniyle önemli bulurlar. Tanzimat sanatçıları tiyatro eserlerinde, kadının ahlaki esaslara uymasının aileye olan katkıları kadar toplumsal düzene de etki edeceğini düşünürler. Onlar, tiyatro eserlerinde ahlaki vasıflara sahip olan ya da olmayan kadın karakterlere yer vererek bu özelliklerin ne denli önemli olduğunu, yokluğunda ise ne gibi sorunsallara yol açacağını gösterirler.
Individuals continue their existence by adapting to several norms and orders determined by society. An individual who goes beyond the moral rules which are one of the predetermined norms is marginalized or cast away by society. Moral norms which are an important part of social and individual life include criteria that provide interpersonal order and determine positive and negative behaviors. Thus, it is of importance to comply with the moral rules in order to sustain the function of social structure and provide the interpersonal order. Changes and corruption occur in social structure as in many other fields with modernization and this change causes staggering effects in families and thus, in society. Therefore, intellectuals of the Tanzimat Reform era base this mission that would prevent negative behaviors starting from the family and ultimately affecting the society on women. Hence, women who are regarded as the organizers of social order, are perceived significant since they have moral competence and raise the new generation. Artists of the Tanzimat Reform era believe that complying with the moral principles by the women would affect the social order as much as their contribution to the family. In drama, the artists demonstrate how important these features are and what sort of problems would occur in the absence of these features by including female characters possessing or not possessing moral qualifications.