Çiftlik turizmi son yıllarda, yerel halka ek gelir sağlamasının yanı sıra kültürel değer ve özelliklerin tanınmasını, değerlenmesini ve kaybolmamasını sağlayarak kırsal alanların atıl durumdan kurtulmasında bir araç olarak gündeme gelmektedir. Bu çalışma ile Türkiye’nin çiftlik turizmi potansiyelinin incelenerek araştırma sonucu elde edilen veriler doğrultusunda, çiftlik turizmi için kavramsal bir model önerisi geliştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada çiftlik turizmi kapsamında Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin yetkilileri ile yapılan görüşmeler, çiftliklerde yerinde gerçekleştirilen gezi ve katılımlı gözlemler ile bunları desteklemesi amacıyla yapılan doküman incelemeleri sonucu elde edilen verilere yer verilmiştir. Elde edilen bulgular betimsel yöntemler kullanılarak tablolar halinde sunulmaya çalışılmıştır. Araştırma sonuçları göstermiştir ki çiftlik turizmi faaliyetlerini turizme yönelik uygulayanların çoğunluğu kentlerden kırsala göç eden insanlar oluşturmaktadır. Bu kişiler doğal yaşam özlemi ile şehirden ayrılarak kırsalda yaşayan insanlara rol model olup doğal üretimin ve kendi kendine yeten çiftlik yaşamını benimsemişler ve kendileri gibi kırsala yerleşmek isteyenlere çiftliklerinin kapılarını açmışlardır. Çiftlik turizmine yönelik destekler olmasına karşın bu destekler kırsal halkın katlanabileceğinden çok daha fazla formalite içermektedir. Bu doğrultuda ülkemizdeki çiftlik işletmeleri ve çiftlik turizmine yönelik mevzuatın daha sade ve uygulanabilirlik düzeyinin yüksek hale getirilmesi gerekmektedir.
In recent years, farm tourism has not only provided additional income to the local population, but it has also been recognized as a means of freeing rural areas from the idle situation by ensuring that cultural values and features are not recognized, valued or lost. This work with Turkey in line with the data obtained from research examining the potential of farm tourism, a conceptual model for the proposal is aimed at developing farm tourism. Interviews with farm tourism within the scope of authorities of the businesses operating in Turkey in the study trip and attended to in-situ on-farm observations and document investigations conducted to support these results are given on the data obtained. The findings are presented by using descriptive methods. The results of the survey showed that the majority of those who applied farm tourism activities for tourism are people who migrated from rural to rural areas. These people left the city with a longing for natural life and became a role model for the people living in the countryside. Although there are supports for farm tourism, these supports contain more formalities than the rural people can bear. In this context, it is necessary to make the legislation of farm enterprises and farm tourism in our country more simple and practical.