Feminizm, kadın erkek arasındaki cinsiyet ayrımcılığına karşı türler arasında varoluştan getirilen haklarla eşitlik olduğunu savunan bir düşün biçimi olarak tanımlanabilir. Her düşün biçiminde olduğu gibi Feminizm'de kendi içinde tarihsel bir evrim geçirmiş ve geçmişten günümüze tuğla tuğla örülerek, damla damla birikerek bugünkü haline ulaşmıştır. Bir kadın hareketidir evet. Sadece kadınlara ilgiliymiş gibi algılanması ise gariptir çünkü kadın olmanın ötesinde insan olmakla ilişkli bir durumdur feminizm. Tüm canlılar doğuştan gelen temel haklarla doğar. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 1. maddesine göre; Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Tarihsel süreçte legalize olmuş ötekileştirme poltikaları sonucu, bir başkaldırı olarak gelişen feminist düşünce, 60'ların özgürlükçü ruhunun etkisiyle yaygılaşmış, geniş kitlelerin katılımıyla büyümüş, kendisinden sonraki üretim pratikleri için çok önemli bir kırılma yaratmıştır
Feminism can be described as a form of thinking that advocates the equality of rights between men and women against sex discrimination between men and women.Like every thought, Feminism has undergone a historical evolution in itself and has become a present-day state by accumulating drops of bricks and bricks from the past. Yes, it's a women's movement.It is odd that it is perceived to be only interested in women because it is a feminism that is related to being beyond being a woman.All living things are born with innate fundamental rights. According to article of the Universal Declaration of Human Rights; All people are free, equal in dignity and rights. In the historical process, the feminist thought that emerged as a consequence, a revolt of the legitimized ötekileştirme politics, has grown with the influence of the libertarian soul of the 60s, grew up with the participation of large masses, and created a very important break for its subsequent production practices.