Gerçekçi ve gözlemci bir düşünür ve bilim insanı olarak İbn Haldûn, toplumsal olgu ve olayları aydınlatmaya yönelik kendisinden önceki düşünürlerden farklı bir yöntem ortaya koyması; toplumun ve devletin doğal bir kökeni olduğu ve doğal bir tarihsel gelişim süreci geçirdiğini ileri sürmesi ve bu tarihsel gelişim sürecinin betimlemesini yaparak bir devlet kuramı ortaya koyması bakımından, düşünce tarihinde önemli bir yere sahiptir. Nitekim içinden geçmekte olduğumuz küresel değişim ve dönüşümün arz ettiği hızlı ve kapsamlı yapısal süreç, siyasi, kültürel ve ekonomik unsurların yanı sıra, temel felsefi, özellikle epistemolojik algılamalara da nüfuz etmekte ve bu da, söz konusu sürecin çözümlenebilmesinde bütüncül ve disiplinlerarası yaklaşımları zorunlu kılmaktadır. Bu açıdan, toplumsal değişim/dönüşümü “asabiyyet” kavramsal teorisiyle açıklayarak, dönüşümü sistemdeki diğer tüm faktörlerle irtibatlı olan dâhili bir değişken olarak ele alan 14. yüzyıl İslam filozofu İbn Haldûn’un siyaset felsefesinin, çağdaş siyaset felsefesinin günümüzde bu anlamdaki çıkmazına çözümlemeler getirebileceği düşünülmektedir. Bu çalışmanın ana amacı, İbn Haldûn’un Mukaddime’sinde kabile, topluluk ve toplumların değişim ve dönüşümlerini ortaya koymak için teorize ettiği “Asabiyyet” kavramını incelemek ve bunun, günümüz modern toplumlarının değişimlerini açıklayabilecek yeni bir siyaset teorisi oluşturup oluşturamayacağını analiz etmektir.
Ibn Khaldun, as being a realist and observer thinker and philosopher, has a really significant place in the world history of thinking and political thought in line with the following robust reasons; he put forward a different method, not resembling to those of before-thinkers, in order to understand and solve out societal events; claimed that society and state have a natural root and evolving naturally in a historical context and present a new state theory by describing this historical process and context. Fast and detailed constructive process forced by the global change and transformation that are gone through penetrates not only to thepolitical, cultural and economical affairs but also basic philosophical, particularly epistemological perceptions, and this situation necessitates a total and interdisciplinary approaches fort he analysis of the questioned process. In this respect, Ibn Khaldun, a 14th century Islamic philosopher, who explains the social change/transformation using conceptual theory “asabiyyah” and evaluates transformation as an inner variable connected to the whole other factors in the system, put forward a political philosophy that are considered as a source of analyzes which could overcome the impasse experienced by the current modern political philosophy. The main purpose of this study is to examine the “asabiyyah” concept theorized by Ibn Khaldun in his famous work The Muqaddimah for putting forth the change and transformations of tribes, communities and societies, and to analyze if this concept could be posed forth as a new political theory in line with explaining of the changes for modern societies.