Author :
Abstract
Müslümanların “Hazret-i Cercîs”, “Cercîs Peygamber” veya “Cercîs Aleyhisselam” adıyla benimsedikleri Saint Georges, Hristiyanlıkta Hz. İsa’dan sonra gelen ve onun dininin hükümlerini devam ettiren bir azizdir. Taberî Tarihi’nde ve kilise kaynaklarında yer alan kısıtlı bilgilerden hareketle, onun Filistin’in Remle kasabasında dünyaya geldiğini, ömrünü Filistin ve Şam civarında ticaret yaparak geçirdiğini, Musul şehrinin kralı tarafından çeşitli işkencelerle öldürüldüğünü öğrenmekteyiz. Saint Georges’un çilelerle dolu hayatı, Müslümanlar üzerinde de derin tesirler bırakmıştır. Onca işkenceye sabır gösterip Tanrı’nın yolundan ayrılmayı bir an bile düşünmemesi, zalimlere karşı gazabı değil rahmeti dilemesi, onun İslam dünyasında tanınmasına vesile olmuştur. Hatta Müslüman coğrafyasında, hayatı etrafında teşekkül eden ve “Hikâyet-i Cercîs Peygamber” ismini taşıyan pek çok anlatı kaleme alınmıştır. Bizim çalışmamız da Saint Georges’un İslam dünyasındaki karşılığı olan Hz. Cercîs etrafında oluşan anlatıları konu edinmektedir. Bu çalışmada, Milli Kütüphane arşivinde rastladığımız yazma metinden ve çeşitli tarihî kaynaklardan hareketle, Hz. Cercîs’in tarihî ve menkıbevî kişiliği aydınlatılmaya çalışılacaktır.
Keywords
Abstract
Saint Georges, who is adopted by Muslims as “Hazret-i Cercîs”, “Prophet Cercîs” or “Cercîs Aleyhisselam”, is a prophet posterior to Hz. İsa in Chrıstianism and kept going Hz. Isa’s commands. Based on Taberî Tarihi and church resources we learn that he was born in Remle town in Palestin, spent his life on trading in Palestin and Damascus around, and was tortured to death by the emperor of the city Mosul. Saint Georges’s suffering life has left indelible impressions on Muslims, too. The facts that he was patient to several tortures and thougt of estraying from God not even a moment, he wished mercy to cruels not indignation, were conduced him to be known in the World of Islam. Moreover in Muslim geography, a lot of narratives consist of his life and named as “Hikâyet-i Cercîs Peygamber” were penned. Here in our paper, narratives that are composed of Hz. Cercîs which is equal to Saint Georges in the World of Islam, are mentioned. In this paper, based on manuscripts that we chance upon in Milli Kütüphane archives and several historical resources, Hz. Cercîs’s historic and legendary personality will be tried to enlightened.
