Günümüz İslam topluluklarında tercih edilen makroekonomi politikalarının, özellikle erken dönem İslam topluluklarında ortaya çıkan modern İslami iktisat anlayışının oldukça gerisinde olduğu düşünülmektedir. Bu anlayış, ağırlıklı olarak piyasada belirlenen fiyat sinyallerine göre arz ve talebin oluşmasını önermekte; pazarda bu sinyal mekanizmasını bozan bir durum ortaya çıkması halinde ise, kamu kesiminin düzenleyici ve denetleyici rolüne vurgu yapmaktadır. Bu çerçevede İbn Haldun’un iktisadi görüşlerinin temelini bireysel özgürlük, mülkiyet ve adalet kavramları oluşturmaktadır. Bununla birlikte, yazmış olduğu Mukaddime adlı eserinde devlet mefhumundan yola çıkarak serbest piyasaya ilişkin birtakım tespitlerde bulunmuştur. İbn Haldun eserinde, devlet analizi yapmasına rağmen, kamu kesiminin tüm gücü elinde bulundurmasına karşı çıkmış, devleti dengeleyecek mekanizmanın piyasa ekonomisi olacağını ifade etmiştir. Bu görüşüyle İbn Haldun, İbn Teymiyye’den kesin bir şekilde ayrılırken; Gazali’yle nispeten benzerlik göstermektedir. Çalışmanın konusunu oluşturan ve dönemin etkili fikir insanlarından olan Gazali, İbn Teymiyye ve İbn Haldun’un, üç farklı iktisadi görüşü temsil ettiği ve çalışmanın özgün yanını bu üç İslam düşünürünün serbest piyasaya ilişkin görüşlerinin oluşturduğu düşünülmektedir. Çalışmada günümüz İslam devletlerine, erken dönem İslami iktisat fikirlerinin ışık tutması hedeflenmektedir.
Macroeconomic policies preferred in today's Islamic communities are thought to be far behind modern Islamic approach of economics, especially appeared in early Islamic communities. This approach, suggests generation of supply and demand according to price signals mainly determined in the market and emphasizes the regulatory and supervisory role of public sector, in the event of a situation that ruins this signaling mechanism in the market. In this context, the concepts of i