İlkçağlardan günümüze kadar insanoğlu kendi cinsinden sonra en yakınında bulunan hayvanlara ve bitkilere çeşitli isimler verme gereği duymuştur. Bu isimlendirmeleri de genellikle doğada somut olarak gördüğü yapılarla (renk, biçim, işlevsellik…) karşılamaya çalışmıştır. Türkçede bitki adlarının ortaya çıkışı da dilin ilk varlığıyla başlayan ve günümüze kadar devam eden bir süreçtir. Çalışma alanımız olan Trakya bölgesi tarihin bütün dönemlerinde önemli bir tarım havzası olmuştur. Ayrıca orman dokusu bakımından da dünyanın sayılı bölgelerinden biri olma özelliğini korumuştur. Bölgenin hem doğusu (Türkiye Trakyası) hem de batısı (Yunanistan ve Bulgaristan Trakyası) bitki örtüsü ve tarımsal işlevsellik bakımından birbirine benzemektedir. Doğal olarak bölgede yaşayan Türk topluluklarının dilleri de bitki adları ve söz varlığıyla ilgili kullanımları açısından bu coğrafi benzerlikle bir paralellik arz etmektedir. Bu çalışmada farklı devletlerin sınırları içerisinde bulunmasına rağmen aynı dilin özelliklerini zengin bir şekilde kullanan Trakya bölgesinde yaşayan Türklerin bitkiler için kullandığı adların hem anlamsal hem de yapısal sınıflandırması bulunmaktadır.
From antiquity to present day mankind has felt the need to give various names to the animals and plants that are around them. They generally tried to match these names by the use of concrete terms in the nature (based on colour, shape, functionality, etc.). The emergence of Turkish names of plants is a process that starts with the first existence of language and continues until today. Thracian region, which is our research field, has been an important agricultural basin in all periods of history. It has also maintained its position as one of the world's most important regions in terms of forest tree texture. Both the eastern (Turkey Thrace) and the western (Greek and Bulgarian Thrace) parts of the region are similar in terms of vegetation and agricultural functionality. Naturally, the Turkish communities living in the region are parallel to this geographical similarity in terms of their use in language, plant names and vocabulary. In this study, there are both semantic and structural classifications of names used by Turks living in the Thrace region, even though they use the same language features richly within the borders of three different countries.