Gerçeklere sezgiler yoluyla değil, insan aklıyla ulaşılabileceğini düşünen Descartes ile mekanikçi doğa felsefesi kurulmuş oldu. Böylece dönemin bilimsel paradigması olayları neden-sonuç ilişkisine göre irdeleyerek, elde edilen gerçekliği kesin ve değişmez olarak tüm evrene genellemiştir. Bu paradigma örgütsel yaşamı da etkisi altına almış ve örgütsel dinamiklere kararlı ve düzenli sistem anlayışıyla yaklaşılmıştır. Oysa, endüstri toplumundan bilgi toplumuna, merkeziyetçilikten âdem-i merkeziyetçiliğe, hiyerarşik yapılardan ağ yapılara geçiş gibi yeni paradigma dönüşümleri, bilginin ezoterik olduğu gerçeğine ve fenomenlerin karmaşık dinamik süreçlere dayalı bir değişimine yol açmıştır. Bu dönüşüm karmaşık sisteme kesinlik ve değişmezlik ilkesiyle yaklaşılamayacağına vurgu yapmaktadır. Bu çalışmada, yeni bir paradigma olan karmaşık uyum sağlayıcı liderlik kavramı karmaşık uyumsağlayıcı liderlik teorisi’yle ilişkilendirilerek analitik olarak değerlendirilmiş, karmaşık sistem yaklaşımı ile teorik çözümleme yapılmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak karmaşık uyum sağlayıcı liderlik, edinilen algı değişimlerini karşılayabilecek, etkileşimi sağlayabilecek, bütüncül bir değişim teorisi olabileceği konusunda umut vaat etmektedir.
Mechanical philosophy was established by Descartes who thought that raelity was percepted not by insight but human mind. Thus, last scientific paradigm predicted the reality by cause and effect relationship, which was based on certainity and determinity (Erçetin, 2001). The paradigm also controlled organizational life and approached organizational dynamics in a certain and deterministic way. However, new changes shifting the globe from industrial to knowledge society, centralization to decentralization, hierarchical to network structures pave a way for evolutionary transformation based on the fact that knowledge is esoteric and phenomena changes in a complex dynamical processes. This transformation points out that complex systems shouln’t be approached in a certai and determinist way. In this study, complex adaptive leadership for school principals (CAL-SP) as a new paradigm was intended to analyze theoreticaly in connection with theory of complex adaptive leadership (CAL) conceptualized by Uhl-Bien, Marrion and McKelvey. As a conclusion, CAL promises a hope to be a holistic transformative theory which can meet changing perceptions of people and provide interactions.