Avrupa Devletleri’nin 19.- 20. yy. da başlayan Osmanlı hâkimiyet alanlarına bakış açısındaki değişmeler, beraberinde ‘’Şark Politikası’’ adına verdikleri bir meseleye dönüşmüştür. Şark meselesi adını verdikleri Osmanlı Devleti’ni parçalama halkalarından birini de Osmanlı Devleti hâkimiyeti altındaki Balkanlar oluşturmaktaydı. Bu plana göre Türkler ilk önce Balkanlar ve Rumeli’den atılarak Anadolu’ya gönderilmeliydi. Bu amaç doğrultusunda bu coğrafyadaki bütün gayr-ı müslim topluluklar Türklerin hâkimiyetinden kurtarılarak buraların yönetiminin Hristiyanların eline geçirilmesi sağlanmalıydı. Büyük Avrupalı devletler, Ayestefanos ve Berlin Antlaşmalarıyla bu emellerine büyük ölçüde sahip olmuşlardır. Balkan Harpleri’yle birlikte Balkanlar ve Rumeli’de büyük değişimler meydana gelmiş Osmanlı Devleti bu bölgelerde hâkimiyetini çoğunlukla yitirmiştir. Yeni başlayan bu dönemde kaybedilen bu topraklardan Anadolu’ya yoğun bir nüfus göçü meydana gelmiştir. Yüzbinlerle ifade edilen bu göç hareketi, Osmanlı Devleti’nin çöküş döneminde meydana gelmesi hususiyetiyle de ayrı bir önem taşımaktadır. Bu göçlerin Osmanlı Devleti’ne iktisadi ve sosyal bir takım yeni yükler getirmesi Anadolu coğrafyasında bir takım problemlere sebebiyet vermiştir. Bu sıkıntılara rağmen Osmanlı devlet ricali ve halkı, her türlü zulüm ve işkenceden kaçıp Anadolu’ya sığınan dindaşlarını yalnız bırakmayarak yardım elini uzatmıştır. Balkanlar ve Rumeli’den kaçıp gelen bu Müslüman halk kitlesi I. Dünya Savaşı öncesi, Anadolu halkının milli ve manevi duygularının gelişmesinde önemli bir rol oynamışlardır.
The changes in the viewpoints of the European states that started in the 19th and 20th centuries towards the fields of Ottoman sovereignity became a problem named “Eastern Policy” in time. The Balkans in the Ottoman sovereignity were among the paces of splitting The Ottoman Empire, i.e. “Eastern Question.” According to the plan, firstly the Turkish people were going to be deported from The Balkans and Rumelia to Anatolia. In accordance with this purpose the European states were planning to weaken the dominance of Turkish people over all the non-muslim societies and subordinating them to the Christians. Great European states achieved this goal to a large extent with Treaty of San Stefano and Berlin Treaty. Great changes happened in the Balkans and Rumelia with the Balkan Wars and so the Ottoman Empire lost its dominance in these fields to a great extent. In this new period there was a great population migration from these fields to Anatolia. This movement of migration, by hundred thousands of people, is important also in terms of that it happend in the collapse period the Ottoman Empire. As these migrations caused some new economical and social troubles in the Ottoman Empire, some problems aroused in Anatolian territories. Despite these problems the Ottoman dignitaries and the nation helped their muslim co-religionists who refuged to the Empire escaping from cruelty and torture. This muslim people who had come from the Balkans and Rumelia had a great role in developement of national and moral feelings of the Anatolian nation before the First World War.