Sünne Boğazı, Avrupa’nın büyük bir bölümünü batıdan doğuya kat eden Tuna Nehri’nin Karadeniz’e bağlandığı çıkışlardan biridir. Burası özellikle Tuna limanlarından İstanbul’a zahire taşıyan gemilerden dolayı Osmanlı idaresi döneminde canlı bir deniz trafiğine sahne olmuştur. Ancak boğazın fiziki koşularından kaynaklanan bir takım olumsuzluklar bu trafiği etkilemekte, belli mevsimlerde boğaz sularının sığlaşmasından dolayı zahire akışında kesilme veya yavaşlamalar yaşanmaktaydı. Bu sıkıntıyı aşmak için sığ bölgelerde gemilerin yüklerini aktaracak tombaz gemilerini bulundurmak üzere 1743 yılında Sünne Mukataası oluşturulmuştu. Bundan kısa bir süre sonra da özellikle gece yolculuk yapan gemi ve yolcuları korumak amacıyla burada fener hizmeti vermek üzere 1745 yılında Darüssaade Ağası Beşir Ağa tarafından Kule- Fener Vakfı kurulmuş ve tombaz hizmeti de bu vakıf tarafından yerine getirilmeye başlanmıştı. Vakfın işleyişi 18. yüzyılın son çeyreğinde Karadeniz’in yabancı gemilere açılması, Osma
The Danube River goes from the west to the east along most of Europe and Sulina Strait is one of the exit points of it to the Black Sea. This strait had a lively traffic in the Ottoman period because of the ships which carried grain from the Danube to Istanbul. However, some negative points resulting from the physical conditions of the strait affected this traffic, the cession or slowing down of the grain flow occured due to the shallowing of the strait’s waters in certain seasons. For preventing this problem, Sünne Mukataası has been founded in 1743 in order to make the tombaz ships available, for transferring the loads of the ships in the shallow areas. After a short period of time, the Waqf of the Kule-i Fener was founded by Beşir Ağa who was the Ağa of Darüssade in order to safeguard the ships and the passangers who especially travelled in the nights. The tombaz service was given by this waqf. The functioning of the waqf was affected by the developments such as the opening of the B