İbn Haldûn tarihî gelişim süreci içerisinde kendisine ulaşan tarih ilmine ve zaman anlayışına yeni bir boyut kazandırarak tarih felsefesinin yeni bir disiplin olarak ortaya çıkışında büyük etki yapmıştır. O döneme kadar tarih, kronolojik olarak tarihî olayların nakil ve rivayetlerinden oluşmaktayken, İbn Haldûn “umran ilmi” olarak adlandırdığı yeni bilim ile tarihî örneklerini çok sonraları Batı felsefesinde göreceğimiz şekilde toplumsal olayları, neden sonuç ilişkisi içinde kavramanın gerekliliğini vurgulamaktadır. İbn Haldûn, tarihin kronolojik olarak incelenmesi yerine onu ortaya çıkaran ilkeleri, nedenlerin incelenmesini öncelemektedir. İslâm dünyasında genel yaygın anlayışa göre tarih ilminin insana kazandıracağı en büyük katkılardan birini onun bir manevi eğitim unsuru içermesi oluşturmaktadır. Tarihe ibret almak için yönelmek bu açıdan önem taşımaktadır.
Ibn Khaldun had a great impact in emergence of the philosophy of history as a new discipline by bringing a new dimension to time and science of history which reached him in its historical evolution process. Till then, while history had consisted of narration and stories of historical events chronologically, Ibn Khaldun emphasized the necessity of conceiving time and historical examples in causation between social events, as seen in the Western philosophy later on, by the new science which he called as “umran”(prosperity). Instead of researching history chronologically, Ibn Khaldun prioritized studying principles and causes that create history. Acccording to the common mentality in the World of Islam, one of the greatest contribution of history to people is that it includes a moral education element. Thus, it is important to be interested in history in order to draw a lesson.