Ana Tanrıça Kültü tarihin en eski dönemlerinden itibaren farklı coğrafyalarda ve farklı kültürlerde karşımıza çıkan bir kavramdır. Çok tanrılı din inanışının yaygın olduğu Eskiçağ toplumlarında “Doğa Tanrıçası” olarak kabul edilen ve tapınım gören Ana Tanrıça tasvirlerine yoğun olarak rastlanmaktadır. Üst Paleolitik Çağ’dan itibaren Avrupa’daki çeşitli mağaralarda yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan heykelcikler Ana Tanrıça kültünün ilk örnekleri olarak görülmektedir. Magna Mater olarak tanımlanan Büyük Ana Tanrıça inanışı daha sonraki kültürel süreçte özellikle Friglerde Kybele olarak bilinmektedir. Anadolu’da M.Ö. I. Binde Kybele ve eşi Atis’e tapınıldığını kanıtlayan çeşitli açık hava tapınakları bulunmaktadır. Anadolu’da Kybele’nin kaya anıtları, mezar stelleri ve heykellerden oluşan tasvirleri de dikkat çekmektedir. Ana Tanrıça inanışının Friglerden sonra Lidyalılara, Klasik Çağlarda ise tüm Akdeniz kıyılarına ulaştığı anlaşılmaktadır. Tarihin çeşitli dönemlerinden itibar
Mother goddess cult is a concept that we have been observing in different geographies and cultures since the ancient times. In Ancient societies where polytheist belief was common, Mother Goddess depictions that was accepted as “Nature Goddess” and worshipped are encountered in great numbers. Since the upper Palaeolithic Age, the statuettes that are found in archeological excavations conducted in various caves in Europe have been accepted as the first examples of Mother Goddess cult. Big Mother Goddess belief defined as Magna Mater is known as Kybele especially in Phrygians during the later cultural processes. In 1000 BC, in Anatolia various open air temples proving that Kybele and her husband Atis were worshipped have been found. In Anatolia, the depictions consisting of rock-cut monuments, rock-cut tombs and statues of Kybele also receive attention. It is comprehended that Mother Goddess belief reached Lydians and in Classical ages along the Mediterranean coast after Phrygians. It